Çocuklara Kurban Kesimini İzlettirmeyin

Bu hafta size daha önce okumuş olduğum bir araştırmadan bahsetmek istiyorum: Kurban ve Çocuk Araştırması. 2007 yılında yapılan ve kurban kesimine çocukluğunda şahit olmuş kişilerin öykülerini ayrıntılı olarak anlattığı çalışma, o yıldan bu yana uluslararası birçok bilimsel konferansta sunulmuş ve takdir toplamış.

 

Herkesin bir hikayesi varmış, meğer. Ben de kendimi tek zannederdim.

Kurbanlık hayvan kaçar, peşinden on kişi kovalar, boynuna ip bağlayarak yakalanmaya çalışılır, sonra boğazı kesilir ve etrafa kanlar fışkırır. Korkunç bir ses çıkartarak yere serilen hayvan hemen ölmesi gerekirken, kesim hatası nedeniyle biraz can çekişir. Sonra kova kova sularla o kan temizlenmeye çalışılır. Suyla karışık kırmızı sıvı ayaklarımızın altından akıp gider. Akşama o hayvanın eti pişer. Çok kötü koktuğu için mi yiyemiyorum, gözümün önünden hayvanın küçük parçalara ayrılması gitmediği için mi?

Şu yaşımda bile kurban kesimine tanıklık edemem, kurban eti yemem, kokusunu bile duymaya dayanamam.

 

Psikolog Doç. Dr. Serdar Değirmencioğlu, hayatımızı etkileyen ve hakkında az şey bilinen konuları araştırıyor. Psikolog Can Gezgör ve psikolog Okan Karka ile birlikte “Kurban ve Çocuk” konusunu mercek altına almaya karar verince ortaya çarpıcı sonuçlar çıkmış. Hikayeler çocukların psikolojik olarak hazır olmadıkları görüntülerle ve deneyimlerle karşı karşıya kalmalarının ne kadar sakıncalı olduğunu gösteriyor.

 

Değirmencioğlu anne ve babaları Kurban Bayramı öncesinde uyarıyor ve önerilerde bulunuyor. Lütfen kulak verelim.

 

Bu konuda araştırma yapmak nereden aklınıza gelmişti?

Temelde iki neden var. Uzun süredir kitlesel etkisi olduğu halde hakkında az şey bildiğimiz konularla ilgileniyorum. Kurban kesimi de böyle bir konu. Çocuklar ciddiye alınmıyor,  gelişim düzeylerine dikkat edilmiyor, anlamlandıramadıkları bir olaya tanıklık ediyorlar.  Bunun etkilerini araştırmak benim gibi eylemci bir gelişim psikoloğu için çok önemli.

Hikayelerde öne çıkan duygular neler?

Öne çıkan duygular, korku, tiksinme, öfke, çaresizlik ve derin üzüntü.

Kurban kesimine tanık olan çocuklarda ne tür davranış değişiklikleri gözlenebiliyor?

2-4 yaş arasındaki çocuklar anında tepki veriyor. Durdurmaya çalışmak, gördükleri ölümün dehşetiyle bir kabusun içine düşme ve endişe, ölüme neden olanlara büyük öfke, tedirginliğin günlerce sürmesi, bunların uykuya yansıması genel problemler. Daha büyük çocuklarda hayvanla kurulan bir bağ varsa, çok derinden bir öfke yaşanıyor. Kesime direnen ve hayvanı kaçıran ya da kesimin durması için yetişkinleri ikna eden çocuklar var.

Kurban eti yiyememeyi neye bağlıyorsunuz?

Bir canlının öldürülmesi, ölüm anı ve bu anın dehşeti, ölen hayvanın seğiren sinirleri, hala atan kalp gibi görüntüler ve bu dehşet ile ilişkili kurban eti ve kokusu çok belirgin bir tepkiye neden oluyor.

Diğer müslüman ülkelerde durumun nasıl olduğunu biliyor musunuz?

Bir ölçüde. Balkanlardaki müslümanların çocuklarının kesime çok maruz kalmadıklarını duyduk. Orta Doğu’da ise kesim çoğu zaman ortalıkta yapılıyor ve çocuklar görüyor. Araştırmamızın bulgularını Orta Doğu ve K. Afrika ve Asya’daki psikoloji konferanslarında sunduk. Meslektaşlar buna benzer bir çalışmanın oralarda da daha önce hiç yapılmadığını söylediler.

Diyanet İşleri ne diyor?

Onlar da aynı görüşte. Kurban Hizmetleri Bilgilendirme Kılavuzu’nda “Kurban kesim yerlerinde çocukların bulunmaması”  tavsiye ediliyor. Diyanet İşleri Başkanlığı web sitesinde 12 yaşından küçük çocukların kurban kesiminin yapıldığı yerlerde bulunmaması gerektiği belirtilir.

 

 

Kurban Bayramı’nda çocuklara nasıl davranılmalı?

 

  • 6 yaşından küçük çocuklar kurban kesimini kesinlikle izlememelidir. Çocuklar, 8 yaşından başlayarak kurban kesilmesinin anlamını kavrayabilirler ama 10 yaş öncesinde ölüme ilişkin kavrayışları yetersiz olduğu için yine de rahatsız olabilirler. Bir dini görev olarak kurban kesilmesi kavramı 12 yaş itibariyle anlaşılabilir.
  • Çocuk 12 yaşında veya daha büyük olsa dahi, istemiyorsa kurban kesimini izlemeye zorlanmamalıdır.
  • Çocuklar merak ettikleri için kesimi izlemek isteseler bile aile izin vermemelidir. Bu onların kesimden etkilenmeyeceği anlamına gelmez.
  • Çocukların yanında kurban kesimi konuşulmamalıdır. Görüntüler kayda alındıysa izletilmemelidir.
  • Kurbanlık hayvan evde beslenmemelidir. Bir süredir baktıkları ve duygusal bağ kurdukları hayvanların kesilmesi, tüm çocuklar için rahatsız edicidir ve küçük çocuklarda derin iz bırakabilir.
  • Çocuğa, kurbanlık hayvanın kesileceği yaşına göre belirlenen bir yaklaşımla anlatılmalıdır. “Uykuya daldı”, “kaza oldu” Çocuğa haber verilmeden kesilen bir hayvanın etinin daha sonra çocuğa yine haber verilmeden yedirilmesi ve yedikten sonra açıklama yapılması da çok sakıncalıdır.
  • Çocuklar hangi yaşta olursa olsunlar, istemiyorsa kurban eti yemeye zorlanmamalıdır.
  • Çocukların ölümle ilgili ya da ölümün ardından yaşadıklarına ilişkin soruları bayram sırasında artabilir. Bu sorulara, yaşa uygun olarak, açık ve net cevap verilmelidir.
  • Çocuklara neden kurban kestiğimiz açıklanırken yanlış, yetersiz veya endişe yaratabilecek bilgiler verilmemelidir. Örneğin, “Çok iyi bir hayvandı ve Allah onun kesilmesini istedi” türünde bir açıklama, “iyilik yapan canlıların öleceği” anlamına gelebilir ve çocuk iyi davranışlarından vazgeçebilir.
  • “Erkekler ağlamaz” gibi ifadeler kullanılmamalı ve çocuğun duyguları dikkate alınmalıdır. Üzüntüsüne ve yasına ilgi göstermeli ve değer verilmelidir. “Boş ver!”, “Seneye yenisini alırız.” gibi geçiştirici cümleler sarf edilmemelidir.
  • Televizyon kanalları kesime ilişkin kan ya da parçalanmış hayvan görüntülerini vermekten kaçınmalıdır. Çocuklar bu görüntülerden uzak tutulmalıdır.
  • Çocuğun davranışlarında önemli değişiklikler (uyuyamama, yemek yememe gibi) görülürse bir uzmana danışılmalıdır.

“Kurban ve Çocuk” Araştırması Hikayeleri için; http://bianet.org/cocuk/saglik/103607-kurban-ve-cocuk-arastirmasi-ndan-oykuler

 

Tüm yazılar için buraya tıklayın.