Çocuklar İçin Darbe Girişimini Atlatma Kılavuzu

Üzerinden 11 gün geçti ama hala tek gündemimiz “darbe girişimi”.

Olay gecesi Bodrum’daydık. Bu yüzden yaşananları online takip ettik.

Köprü tek yönlü kapatılmış, tanklar hava alanlarını kapatmış, insanlar marketlere akın etmiş, banka matiklerde para bitmiş, F16’lar İstanbul semalarından kulakları sağır edecek bir sesle alçak geçiş yapıyormuş, Meclis bombalanmış, köprüde askerler sivillerle çatışıyormuş, her yerden silah sesleri geliyormuş, durmadan ezan okunuyormuş vs…

Olayı yaşamış olmak eminim daha zordur ama uzaktan seyirci kalmak da inanın çok sinir bozucuydu.

O geceyi birlikte geçirdiğim en yakın arkadaşımla, TRT’de titreyen dudaklarla bildiri okuyan kızı dehşet içinde seyrederken, tek şükrettiğimiz şey çocukların yaşananlardan habersiz, odalarında oynuyor olmasıydı. Ancak bu devirde çocuktan bir şey saklamak ne mümkün. Arkadaşları “İstanbul’da bombalar atılıyor.” diye mesaj atınca, bizimkiler panik içinde yanımıza geldi.

Anne darbe olmuş, anne darbe ne demek? Ne oluyor, güvende miyiz? İstanbul’daki ailemiz, arkadaşlarımız güvende mi? Evimize dönebilecek miyiz?

Bir yetişkin olarak hayal kırıklığı, şaşkınlık, güvensizlik, çaresizlik, ümitsizlik, gelecek kaygısı gibi duygularla cebelleşirken, çocuklardan gelen bu sorular, kendimi boks maçında suratıma sağlı sollu yumruk yiyormuş ve nakavt olmama ramak kalmış gibi hissettirdi. Yeri öpecek ve bir daha o yerden kalkamayacak derecede güçsüz ve moralsiz hissediyordum kendimi.

Ama anne olunca işin rengi değişiyor. İnsanın üzerine bir soğuk kanlılık geliyor. Korksan da korkmuyormuş gibi yapıyor, yere yapışacakken dik durmayı başarıyorsun. Çocuklara basitçe taraflar arasında bir anlaşmazlık çıktığını, anlaşmazlığın konuşarak düzeleceğini, yanımızda güvende olduklarını söyledik. Yataklarında onlara sarıldık, öptük ve kulaklarına her şeyin yolunda olduğunu fısıldadık. Tabii Bodrum’da olduğumuz için bunu söylemek kolaydı. Ama İstanbul ve Ankara’da olan ve F16’ların alçak uçuşlarından korkan çocukları, her şeyin yolunda olduğuna ikna etmek eminim daha zor olmuştur.  Anne olurken karşılaşabileceğimiz olası zorluklar arasında, eminim çocuklarımızla birlikte böyle bir gece geçirmek yoktu. Ama bunu da yaşadık ve atlatmaya çalışıyoruz.

Üzerinde biraz düşünüp, biraz okuduktan sonra yaşananları nasıl atlatabileceğimiz ile ilgili bir liste hazırladım. Ülkemize geçmiş olsun. Bundan sonra her şey çok güzel olsun.

  1. Çocuklar rutinlerinin bozulmasından rahatsızlık Günlük hayata ne kadar çabuk dönerseniz, çocuğunuz olaylardan o kadar az etkilenecektir.
  2. Çocuğunuzun yanında onları endişelendirecek konularda konuşmayın, haber kanallarını izlemeyin. Eğer kaygılıysanız ve gelecek planlarınızda değişiklikler varsa, bunları çocuğunuz yattıktan sonra konuşmak daha doğru olacaktır.
  3. Yaşananlar çocuğunuzun yaşına uygun, doğru, basit ve detaylara girmeden anlatılmalı, açıklamalar güven verici olmalı ve çocuğun endişesi artırılmamalıdır. Onların korku ve üzüntülerini anladığınızı ve ne zaman isterlerse konu hakkında konuşabileceğinizi belirtin. Korkularını “saçma”, “gereksiz” gibi kelimelerle küçümsemeyin. Basitçe tarafların uzlaşarak anlaşacağını, çözüm yolları bulacağını belirtin.
  4. Çocuklarınıza sık sık sarılın. Onlara sevgi ve güven verin. Ailecek daha çok vakit geçirin. Çocuklar ebeveynlerinden güven duygusu aldığı müddetçe, endişeleri azalır.
  5. Şiddet içeren paylaşımları izlemekten ve paylaşmaktan kaçının. Bunların moral bozmaktan, günlük rutine dönmeyi zorlaştırmaktan başka bir faydası yok. Ayrıca sosyal medyada spekülatif ve asılsız birçok haber de yer alabiliyor. Sizin gerginliğinizin çocuğunuza da yansıdığını unutmayın.
  6. Çocuğunuzun bu paylaşımları görebileceği sosyal medya hesapları varsa, bir süreliğine onları sosyal medyadan uzak tutacak aktivitelere yöneltmeye gayret edin. Malum yaz günlerindeyiz. Açık havada oyun en güzeli.
  7. Çocuklar duygu ve düşüncelerini en rahat oyunla ifade Bu nedenle ebeveynler küçük çocuklarıyla oynayarak ve onların istediği doğrultuda oyuna katılarak endişelerini anlamaya çalışmalıdır. Çocukların bu dönemde yaptığı resimler de duyguları hakkında ipucu verir. (Türk Psikyatri Derneği)
  8. Öfke duygusuna dikkat etmek özellikle çocukların yanında bu duyguyu kontrol etmek gerekiyor. Medical Park Hastanesi’nden Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Selma Bozkurt Zincir bu konuda şöyle diyor: “Savaş uçaklarının uzun süre alçak uçuş yapması, aşırı yüksek ses yayması ile patlamalar ve ateşli silah seslerine aniden maruziyet sonucu bazı insanlarda ‘saldırıya uğrama ve ölüm korkusu’ yaşanması olasılığı yüksektir. Bu tip travmatik durumlara maruziyet sonrasında bazı kişilerde aşırı irkilme, tetikte olma, aniden öfkelenme gibi tepkiler görülebilir. Öfke patlaması, toplum psikolojisiyle ilişkili olarak kolayca büyüyebilir ve öfkenin dışa vurumu ile istenmeyen olaylara sebep olabilir. Toplumun birer üyesi olarak bizlere düşen, birlik beraberlik duruşumuzu bozmadan demokratik şekilde kendimizi ifade etmektir.”
  9. Peki hangi durumda bir pedagoga danışmalıyız? Uzman Klinik Psikolog Esma Uygun‘a göre: “Yetişkinler korkularını daha kolay ifade edebilirler. Başa çıkma becerileri ise çocuklardan daha gelişmiştir. Çocukların soyut düşünme yeteneği gelişmediği için travmayı yetişkinlerden daha farklı yaşamaktadırlar. Uykuya geçmede zorluk, kâbuslar, alt ıslatma, öfke, huzursuzluk, anneden ayrılamama, yalnız yatamama gibi tepkiler gösterebilirler. Ayrıca tepkisizlik ve belirgin sessizlik hali de kaygının işaretlerinden olabilmektedir. Bu durumlarda bir pedagoga danışmakta fayda var.”

Tüm yazılar için buraya tıklayın.