Yumurta Kapıya Dayanmadan, Yumurtaları Donduralım Mı?

Üniversiteden mezun olduğunuzdan beri çalışıyorsunuz. Para kazanma, ev kurma, iş hayatındaki sorumlulukların katlanarak artması derken, bir bakmışsınız ki 40’a merdiven dayamışsınız. Ve çocuk yapmak istediğiniz adama henüz rastlamamışsınız. Belki çoktan bu fikirden vazgeçtiniz, belki de hala “Acaba bir gün olur mu?” sorusunu kendinize soruyorsunuz.

Yumurta kapıya dayanmadan, yumurtaları dondurmak alternatif bir çözüm olabilir.

Yumurta toplama ve dondurma işlemi sonrası dünyaya gelen ilk bebeğin 1986 yılında Avusturalya’da doğmasından beri, bu uygulamanın tekniği ve başarı oranı oldukça arttı. Tabii başvuran hasta sayısı da…

Bu hafta yumurta dondurma işlemi hakkında merak edilen her şeyi Acıbadem Bakırköy Hastanesi’nden Dr. Melih Gündüz’e soruyorum.

Okuyun, annelik hayallerinizi buza kaldırıp kaldırmama kararınızı kendiniz verin.

  1. Yumurta dondurma işlemi nedir?

Kadının yumurtalıklarından toplanan olgun yumurtaların ileriki yıllarda  çocuk sahibi olunabilmesi için çok özel dondurma yöntemleriyle dondurulup saklanmasıdır. Bu konuda deneyimi olan tüp bebek merkezleri ve hastanelerde yapılmaktadır.

  1. Nasıl toplanıyor?

Kadınların önceden hormonal ilaçlar ile uyarılmış yumurtalıklarından vajinal ulrasonografi ve OPU  (yumurta toplama) iğnesi yardımıyla toplanıyor. Toplanan yumurtalara dölleme ve rahime transfer işlemi yapılmaz.

  1. Nasıl donduruluyor?

Dondurma işlemi ya yavaş dondurma dediğimiz yöntemle ya da vitrifikasyon denilen hızlı dondurma ile yapılmaktadır. Normal bir tüp bebek tedavi sürecinin ardından ilaçlar ile sayısı artırılan yumurtalar anestezi altında toplanıp, toplandıkları gün laboratuvarda donduruluyor ve – 196 derecedeki sıvı nitrojen tanklarında saklanıyor.

 

  1. Kaç yıl saklanabiliyor?

8 yıla dek saklanmış yumurtalar ile gebelikler rapor edilmiştir. Fakat bu sürenin çok daha ileri sürelere uzatılması mümkün görünmektedir. Saklama süresini belirleyen, o ülkedeki mevcut yönetmeliklerdir. Ülkemizdeki yönetmeliklerde bu süre belirtilmemiştir.

 

  1. Çözüldüğünde başarı oranının düşük olduğu söyleniyor. Bu yaşa göre değişiyor mu?

Çözüldüğünde yumurtalar % 80-90 oranında canlı kalmaktadır. Başarı şansı da sanıldığı gibi çok düşük değildir. Dondurulan her bir yumurtanın canlı bir gebelikle sonuçlanma ihtimali % 2 ile % 5 arasında değişmektedir. Çünkü bir defada 8-10 hatta 20 yumurta bile dondurulabilmektedir. Kadının yaşı ilerledikçe dondurulan yumurtalardaki genetik bozukluk riski artmaktadır. Yani ne kadar erken, o kadar iyi…

 

  1. Kimlere tavsiye ediliyor?

Üreme çağında kansere yakalanmış, göreceği kemoterapi ya da radyoterapi nedeniyle yumurtalıklarının işlevini kaybetme riski taşıyanlara, lupus veya diğer bazı bağ dokusu hastalığı olup sitotoksik kemoterapi (kanser hücrelerini yok etme) görecek olanlara, üreme çağının sonlarına yaklaşmakta olup halen evlenmemiş ve üretkenliğini korumak isteyenlere, yumurta bağışında bulunmak isteyenlere önerilmektedir.

 

  1. İşlem için önerilen yaş kaç?

Tuhaf gözükebilir ama kariyer yapmak isteyen ve 35 yaşından önce çocuk planlamayan kadınlara bu işlemi 20’li yaşlarında yaptırmalarını öneriyoruz. Bu yaşlarda yumurta geliştirme işlemine bile gerek duymadan, yani hiç ilaç kullanmadan direkt yumurtaları toplamak mümkün. Üstelik çözüldüğüne başarı oranı çok daha yüksek oluyor. İnsanların 40 yaşında yumurtaları dondurmak aklına geliyor. Bu da biraz geç olabiliyor.

 

  1. Bu uygulamanın çocuk sahibi olmak isteyen ama eşini bulamayan kadınlar için bir garanti olduğunu söyleyebilir miyiz?

Söyleyemeyiz, fakat önemli bir umut olabileceğini söyleyebiliriz.

 

  1. Yan etkileri var mı?

Birçok kadın maalesef bunu basit bir estetik operasyon gibi öğlen arasında gerçekleştirilecek bir işlem zannediyor. Ancak bir aydan fazla süren bir ilaç kullanımı gerekiyor. Ve bunların da yan etkileri var. Kiminde tatlıya aş erme, kiminde baş dönmesi, kiminde ise aşırı sinir şeklinde baş gösterebiliyor. Tedavi sürecini ve sonunda bebek elde etmenin garanti olmadığını duyunca işlemden vazgeçen kadınlar var. Ama genel olarak son yıllarda bu yönteme başvuran kadın sayısının hızla arttığını söyleyebiliriz.

Tüm yazılar için buraya tıklayın.