Pırıl ile Pıtır

unnamed (1)

‘Sakin sessiz bir kıyıda, denize karşı oturuyorum. Yalnız. Deniz civa gibi dümdüz. İncecik dalgalar yolluyor kıyıya. O incecik dalgaların sesi kalbime gidiyor sanki. O kadar yalnız, o kadar sessizim ki. Son 2 yıldır hiç böyle bir yalnızlığım olmamıştı. Sessizlik bile tuhaf geliyor. Neden mi?’

Hikayenin kahramınının adı Pırıl. 2 yıl kadar önce kızı Pıtır’ın dünyaya gelişi ile kendi dahil her şey değişmiş.

Pırıl, adı gibi pırıl pırıl bir kız. Rengarenk bir çocukluk dönemi geçirmiş. Evlerinin arka bahçesinde topraktan çilek koparıp yemiş. (Hiç unutmaz) Doğayla, hayvanlarla, arkadaşlarıyla, sevgi dolu ailesiyle içiçe dolu dolu bir çocukluk yaşamış.

Abisi varmış. Hayranmış abisine. O ne yapsa yapmak istermiş. Levis 501 hayali kurarmış, Beverly Hills izler, Kayahan dinlermiş bu yüzen. Babası, şahane bir akıl bir hocası, usta, babacan bir adammış. Çok istemiş bir kızı olsun. O yüzden çok düşkünmüş Pırıl’a. Annesi neşe saçan, iyilik meleği bir kadınmış. Babası bir gün annesi için, genç görünüyorsam annen sayesinde, onun hayat neşesi sayesinde demiş. (Bunu da hiç unutmaz) İlkokulun son dönemlerinde ata toprağına taşınmış ailesiyle. Memleketini çok sevmiş.

Okul hayatı başarılarla geçmiş. Sınıf birincilikleri, takdirler; Bayram’larda şiir, kompozisyon, resim ödülleri; her sene tiyatro.. Lisede 4 kişilik popüler kız grubunun üyesiymiş. Amerikan filmlerindeki lise kızları gibi popüler popüler takılıyorlarmış. Hem çalışkan hem sosyal türlerden 😉

Üniversitede gurbete gitmiş. Evin küçük şımarık kızısın git uzakta kendi ayakların üzerinde dur demişler. Okul bitip de eve dönse de, yine gideceğini bilseler göndermezlerdi belki 🙁 Nitekim pek çok gurbette okumuş kişi gibi, okul bitince çalışmaya başlasa da, 1-2 yıla kalmadan tekrar gidesi gelmiş. Güzel bir kariyer teklifini kabul edip, yalnız başına taşı toprağı altın şehre göç etmiş.

Kariyer basamaklarını hızla tırmanmış. Başarılarla dolu bir çalışma hayatı olmuş. Yeni şehrinde çok güzel dostluklar edinmiş. Hiç yalnızlık çekmemiş.

Bir adam sevmiş. Sever sevmez de evlilik fikri düşmüş aklına. Yıllar sonra o adamla evlenmiş. Kısa süren bir Başkent macerası yaşamış, orda da güzel dostluklar edinip İstanbul’a geri dönmüşler.

İstanbul’a dönerken bir çocuk hayali kurmuşlar. Tam da herşey hazır biz hazırız dedikleri anda, Allah yardım etmiş, yumurta içinde çatlayan yıldızı görmüşler daha 2. Haftada. 4. haftada testle kanıtlanmış, 6. Haftada kalp atışlarını duymuşlar pıt pıt! Doktor mercimek kadar demiş. Adını mercimek koymuşlar. Doğunca verecekleri ismi bulana dek mercimek demişler. Zamanından biraz daha geç öğrenmişler cinsiyetini. Yalan yok, Pırıl Bebek için erkek sanki dese de kocası hep kız çocuğu olsun istermiş. Pırıl da içten içe onun isteği olsun istermiş.

Processed with MOLDIV

Processed with MOLDIV

Kız! Mercimek bir kız! ‘O zaman odasını mat krem yapalım’ Pırıl’ın o zamana kadar farketmez diyen kocasının, içten içe nasıl da hayaller kurduğunu öğrendiği an. Demek odanın rengini bile düşünmüş, ah ne tatlı.

Pırıl hamileyken de çalışmış. Hem de çok eğlenceli, genç bir ekiple. Bolca yeşil elma, erik yiyip, altın günü gibi pasta, börek günleri yapar, sakin zamanlarda hareketli müzik dinler eğlenirlermiş. Bütün hamileliği kahkaha ile geçmiş. 32. Haftada doğum iznine ayrılırken çalışma arkadaşlarına veda etmek çok üzücü olmuş. Bu veda çalışma hayatına da veda imiş. Çünkü en başından karar vermişler, çocuklarına kendileri bakacaklarmış.

Normal doğum hayalleri ile 9 ay 9 gün geçiren Pırıl, doğmaya niyeti olmayan kızına pek çok farklı neden sonrasında sezaryen doğumla kavuşacağını öğrendiğinde üzülse de, sevgili doktorunun tesellisi ile hemencecik toparlanmış. Ve beklenen normal doğum tarihinden bir gün önce Pırıl, Pıtır’a kavuşmuş…

İşte hikayeler zinciri de tam o anda başlamış!

Sıradaki hikaye: Pırıl ev hanımı!