Ailede Alerji Öyküsü Olan Bebeklerde ……

Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de alerjik hastalıkların görülme sıklığı giderek artmakta. Üstelik eğer anne, baba veya kardeşte alerji varsa, çocuklarda alerji görülme riski daha da artıyor. Ailesinde alerji olmayanlarda risk %20-30 kadar iken anne, baba veya kardeşlerden birinde alerji olması, alerji riskinin %40-50’ye çıkmasına; hem anne hem de babada alerji olması ise riskin %60-70’e yükselmesine yol açıyor. Yani alerjik hastalıklarda genetiğin önemli bir rolü var.
 Ancak anne ya da babadaki alerji türü her zaman aynı şekilde bebeğe geçmeyebiliyor. Asıl genetik geçiş gösteren unsur vücudunun alerji geliştirme eğilimine sebep olmasıdır. Yani ebeveynlerden birinde fıstık alerjisi varken bebekte inek sütüne karşı alerji olabilir veya astım gelişebilir.
Peki sizdeki veya eşinizdeki alerjik hastalıkların bebeğinizde de görülme ihtimalini azaltmak için yapabileceğiniz bir şey var mı? Elbette var. Bebeğinizde alerji belirtileri ortaya çıkmadan önce onu korumanın en etkili yolu onu ilk 6 ay sadece anne sütü ile beslemektir. Anne sütü bebeğinizde alerjik hastalıklar görülme ihtimalinin azalmasına neden olur. Anne sütü yoksa veya yetersiz ise bu sefer bebeğinize doktorunuzla birlikte seçeceğiniz mamanın prebiyotik probiyotik bileşenler içermesi alerjik hastalıklardan korunma açısından önemlidir.
Eğer sizde, eşinizde veya diğer çocuklarınızda alerjik bir hastalık veya bir besin alerjisi varsa, gıda alerjilerinin başlamasını önlemek ve iyi bir ek gıda düzeni oturtabilmek için çocuk doktorunuz veya alerji doktorunuz ile konuşun. Yeni araştırma ve alerji kılavuzları, aile geçmişinden dolayı daha yüksek risk altında olan bebeklere alerjenik yiyecekleri kontrollü olarak sunmanın, onların yiyecek alerjileri geliştirmelerini önlemeye yardımcı olabileceğini göstermektedir. Yani aslında alerjen besinlerin geciktirilmesi, bir yaş veya iki yaş sonrasına bırakılması gıda alerjileri geliştirme riskini artırabilir. Ancak yüksek alerji geliştirme riski olan besinler bebeğin beslenmesine eklenirken daha dikkatli olunmalıdır. Gereksiz ve yersiz besin eliminasyonu yapılması durumunda bebeğin büyümesi olumsuz etkilenecektir. O yüzden her zaman olduğu gibi alerji riski yüksek olan bir bebeğiniz varsa ek gıdaya geçerken de rehberinizin çocuk doktorunuz olması önemlidir.
Alerjisi olan bebekler için ise alerjik besinden uzak durmaktan başka çare yoktur. Tedavide ilk basamak sorumlu besinin diyetten tamamen çıkartılmasıdır. Besin alerjisi ile ilgili toplumumuzda “Bir kereden bir şey olmaz” algısı var. Oysaki alerjide miktar önemli değildir, çok düşük miktarlarda dahi alerjik reaksiyonlar görülebilir. Örneğin inek sütü proteini alerjisi olan bir çocuğa yoğurt, peynir, tereyağı ya da içinde süt olabilen hiçbir besin verilmemelidir. İnek sütü proteini alerjisi olan çocuklar için özel mamalar vardır.  Bu mamalar, alerji yapan süt proteinlerini daha küçük moleküller halinde ya da amino asitlere kadar parçalanmış halde içerirler.  Hekimler çocuğun kişisel özelliklerini ve alerjik hastalığın risk derecesini göz önüne alarak uygun olan mamayı önermelidir.
Özellikle çocuk büyüdükçe ihtiyaçları artmakta ve damak zevki gelişmektedir. Bu nedenle annelerin alerjiden uzak menüler hazırlaması çocukların tedaviye uyumu için önemlidir. Aynı zamanda çocuklara ihtiyacı olan süt öğününü de verebilmek adına, ürünler geliştirilmektedir. Ülkemizde 1 yaşından büyük inek sütü proteini alerjisi olan çocuklar için artan ihtiyaçları karşılamak ve büyüme ve gelişmelerini desteklemek amacıyla özel mama da bulunmaktadır.