Tam ve mükemmel bir annesin!

Kasım 2010. Çağın doğalı birkaç gün olmuş. Tüm hayatım boyunca hayal ettiğim şey gerçekleşmiş ve bebeğimi nihayet kucağıma sağlıklı bir şekilde almışım. Çok mutlu olmam lazım değil mi? Ama yok, değilim. Niye? Çünkü süt yok. Memeyi  emip emip çığlığı basan bebe mamayı alınca mışıl mışıl uyuyor. Ben ise sanki mama değil zehir veriyorum. Her verdiğim mama sonrası hüngür sümük ağlıyorum. Hayatta o an yerinde olmak istediğim tek şey bir montofon. Tabi bu pratikte mümkün değil.  Peki ben ne yapıyorum? Sütümü artırmanın yollarını deniyorum. Günde5 litre su, bilimum bitki çayı, süt artırıcı çay, pak maya, alkolsüz bira, instant maya, süt artırıcı tablet, koyun gibi her sofrada önüme konan  türlü yeşillikler, kuru soğan, annemin ağzımdan burnumdan teptiği baklavalar, kayınvalidemin neredeyse her öğün çeşitli vesilelerle  yaptığı bulgur pilavı… IIHH  hiç biri işe yaramıyor. Yaramadığı gibi tüm vücudum süt artırıcı tablet yüzünden ürtiker atıyor. Ama ben asla vazgeçmiyorum. Koskoca bir yılı bebeğimi sadece anne sütü ile besleyememenin mutsuzluğu ve vicdan azabı ile geçiriyorum. Eğer şimdiki ben olarak o zamanki halime seslenme imkanım olsaydı lohusa Elif’e kocaman sarılır ve derdim ki: İçinde bulunduğun anın tadını çıkar, bebeğini bulduğun her fırsatta emzir ve ona sarıl. Sen emzirsen de emzirmesen de tam ve mükemmel bir annesin.