Duyarlı Çocuklar Yetiştirmek Elinizde

Hepimiz başkalarını düşünen ve toplum tarafından takdir edilen çocuklar yetiştirmek isteriz. Çalışan anneler çocuklarının her daim yanında olamadıkları ve çocukların yapı itibariyle bir oyuncağı bile paylaşmakta zorlandıkları düşünülürse, onlara bu bilinci aşılamak cesaret kırıcı bir görev gibi gözükebilir.

“Afrika’da çocuklar aç. Hadi yemeğini ye.” lafı hiçbir işe yaramazken,  oyun yoluyla öğreterek ve davranışlarınızla ona örnek olmak elinizde.

Yani kısıtlı zamanınızda bir taşla iki kuş vurabilirsiniz.

Haydi çalışan anneler, kolları sıvayın!

  • Çocuğunuza şefkat gösterin

Sizden şefkat görmezse, başkalarına karşı duyarlı olmasını bekleyemezsiniz. 3 yaşından küçük miniklerinize yemek yedirirken, banyo sırasında saçını şampuanlarken, üstünü başını giydirirken ve uykudan önce masal okurken, farkında olmasanız da günün birinde onların da başka çocuklara böyle sevgiyle yaklaşması gerektiğini öğretiyorsunuz. Kızım, iki üç yaşlarında oyuncak bebeğiyle oynarken onu emzirir, yedirir, lazımlığa tuvaletini yaptırır, uyutur ve yolda gördüğü bebekleri “Sen bir meleksin” diye severdi. Yani beni taklit ederdi.

  • Onunla sık sık dışarı çıkın

Komşulara selam vermenin, sokağı süpüren temizlik işçisine “Kolay gelsin” veya bir dükkana girdiğinizde görevli kişiye“Merhaba” demenin, rica ve teşekkür etmenin duyarlılığın oluşmasında ilk adım olduğunu biliyor muydunuz?

  • Sosyal sorumluluğu öğretin

İstanbullular, hafta sonu Kilyos’a ya da Şile’ye gidebilir. Çocuklarınızla keyifli bir gün geçirirken, sahile vuran pet şişeleri,  torbaları, gazete kağıtlarını yani göz zevkinizi bozan çöpleri toplayabilirsiniz. Çocuğunuz bunu bir oyun olarak görüp çok eğlenecektir. Temizlik faslından sonra ona teşekkür edip, sayesinde buraya gelenlerin çirkin çöpleri görmeyeceklerini söylediğinizde ise bir işe yaradıklarını anlayıp, çok sevinecektir.

  • Öğretmeye evde başlayın

“Anne, bu çorbayı kime yapıyorsun.” “Teyzene…” “Niye?” “Çünkü hasta ve evde yatıyor.” “O zaman biz de ona resim yapalım.” “Tabii, Teyzeniz çok sevinir.”

Bu küçük örnek, günlük hayatta yaşadığınız olayların, onlara tahmininizden daha fazla şey öğrettiğini gösteriyor. Her zaman rol model sizsiniz.

  • Büyüklere yardımcı olun

Komşunuzun zorla taşıdığı alışveriş poşetlerinin iki tanesini elinize alıp, kapıyı açmasına yardımcı olduğunuzu gören çocuklarınız , sonraki günlerde hafif poşetleri mutfağa taşımanıza yardım ederse şaşırmayın. Tabii bu taşıma işini de, bir oyun olarak görüp çok eğlenecek ve yine işe yarama hissiyle mutlu olacaklardır.

  • Tanıdığınız çocuklarla paylaşmayı öğretin

Çocuğunuzun küçülen ve iyi durumda olan eşyalarını arkadaşlarınızın çocuklarını verin. Biz bunu arkadaş grubumuzda yıllardır yapıyoruz. İki üç yaşlarındayken onları ikna etmek için “Siz artık büyüdünüz, bunlarla zaten oynamıyorsunuz. Ama arkadaşınız daha küçük, bu yeni oyuncakları çok sevecek.” demem yetmişti.

  • Başka çocuklara yardım etmeyi öğretin.

İhtiyaç sahibi çocuklar için giysi ve oyuncak toplayan o kadar çok yer var ki… Yıllar evvel çocuklarım sevdikleri ve hala oynadıkları iyi durumdaki bazı oyuncaklarını, İstanbul ili içindeki toplum merkezleri ile paylaşmıştı. Hiç unutmam “Bazı çocukların hiç oyuncağı yok. Onlara yılbaşı hediyesi verelim mi?” diye sorduğumda, oğlum bana bir soruyla cevap vermişti: “Anne oyuncağı olmayan çocuk ne yapar?” “Çok sıkılır, diğer çocuklardan daha geç ve zor öğrenir.” demiştim. Bunun üzerine kolilere kendi seçtikleri oyuncakları doldurup, kendi elleriyle görevli abilerine teslim etmişlerdi. Onlarla ne kadar gururlandığımı çok iyi hatırlıyorum.

  • Okulları da işin içine katın.

Okul Aile Birlikleri ile görüşün. Öğrenciler, okumak için maddi imkanı olmayan ya da tehlikeli bir hastalıkla mücadele eden yaşıtlarına yardımcı olmak için projeler üretebilir. Kimileri sınıfın ortasına kumbara koyup harçlıklarını paylaşabilir, kimileri özenle yaptıkları resimlerden, takılardan sergi açıp ailelerine satabilir veya bunun gibi birçok proje üretilebilir.

Tüm yazılar için buraya tıklayın.