Çalışan Annelerin, Suçluluk Duygusunu Yenmesi İçin 6 Neden

İnternette çocuklarla ilgili makalelerden makalelere zıpladığım bir gün, Amerika’da 1938 yılından beri, Aile Bakanlığı için hazırlanan ve Journal of Marriage and Family (Evlilik ve Aile Günlüğü) isimli akademik bültenin, geçtiğimiz Nisan 2015 sayısında yer alan, “Çocuk Gelişiminde, Gelir Dinamiği” isimli bir çalışmaya denk geldim.

Başlık dikkatimi çekti: “Çocukların anneleriyle birlikte geçirdiği süre, gelişimlerini etkiliyor mu?”

Sizi sıkmadan direkt sonucu söyleyeyim. Araştırmada çocukların anneleriyle geçirdikleri sürenin, gelişimlerini ve gelecekteki kişiliklerini etkileyeceğine dair herhangi bir bulguya rastlanamamış. Bu araştırma sonucu, çalışan annelerin daimi olarak yaşadıkları suçluluk duygusunun aslında ne kadar yersiz olduğunu gösteriyor.

Çocuk Gelişiminde, Gelir Dinamiği; Amerikalı ailelerin sosyoekonomik ve sağlık düzeylerine bakarak, çocukların anneleriyle geçirdikleri zamanın duygusal ve bilişsel gelişimlerine etki edip etmediğini  araştırmış. Anneye özellikle odaklanmışlar çünkü annelerin, çocuklarının ilk yıllarında çocuklarıyla ne kadar ilgili olduğunu anlamaya çalışmışlar.

Araştırmanın sonucu, araştırmacıları bile şaşırtmış. Annenin çocukla geçirdiği sürenin niceliğinin çocuğun gelişimine etki etmezken, niteliğinin ettiği ortaya çıkmış. Yani istersen çocuğunu günde bir saat gör, o bir saatte onu dinle, onunla konuş, oyna, yemeğini yedir, uyut, artık ne kadarına yetişebiliyorsan… Ama o bir saatte tamamen ona odaklan, bütünüyle onun ol.

Araştırmada, çocuğun gelişimini ve yetişkin hayatını etkileyen faktörlerden birinini annelerin yaşadığı stres olduğu ortaya çıkmış. O yüzden işten bir kaç dakika erken çıkmak için mücadele etmek, işleri hızla yetiştirmeye çalışmak, bu stresi yönetemiyorsanız bir işe yaramıyor. Anneler iş hayatıyla, ev hayatı arasında bir denge kurmaya çalışırken çok yoruluyor ve devamlı bir suçluluk duygusu yaşıyor.  Ve işin tuhaf yanı, bu duygu çocuğa stres olarak geçiyor. Bebekler bile annenin gerginliğini hissediyor.

Annenin eve sakin ve mutlu gelmesi çocuğa yetiyor. Esas güzel haberi sona sakladım. Aynı araştırmaya göre, annenin eğitimli, iş hayatında başarılı ve para kazanıyor olması, çocuğun gelecekteki hayatını olumlu etkiliyor, özgüven sahibi, eğitimli ve problem çözücü bireyler olarak yetişmelerini sağlıyormuş. E daha ne isteriz!

O zaman suçluluk duygusunu bir kenara bırakalım ve çocuğumuzla geçirdiğimiz zaman diliminde sadece ona odaklanmaya bakalım. Bu duyguyu yenmekte zorlananlar için ise 6 önerim var.

  1. Çalışıyor olmakla evinizin kirasını ödüyor, yiyeceğini temin ediyor, çocuğunuzun giysilerini alıyorsunuz. Çalışmıyor olsaydınız, bu para nereden gelecekti? Suçluluk duyduğunuzda, bu sorunun cevabını düşün.
  2. Eşiniz çalışıyor, bu para ailenizi geçindirmeye yetiyor ama siz bin bir emekle inşa ettiğiniz kariyerinizden vazgeçmek istemiyorsunuz. Başarılı olmaktan, kendi ayaklarınızın üzerinde durmaktan mutluluk duyuyorsunuz. Çocuk sahibi olmanın bu duygularınızı köreltmesine izin vermeyin. Başarı ve güçle mutlu olan, ekonomiye katkıda bulunan bir kadının, doğum izni bittikten sonra evde oturmaya alışması çok zor. Ayrıca dünyanın bin türlü hali var. Eskilerin dediği gibi, işiniz kolunuzda altın bileziğinizdir. Eşinizin işleri ters gidebilir, her şey olabilir. Ekonomik özgürlüğünüzü kaybetmemekte fayda var.
  3. Çocuğunuzun okul etkinliklerini izlemek için her seferinde izin alamıyorsanız, üzülmeyin. Çocuğunuza önemli bir toplantınızın çıktığını, bir dahaki sefer katılmaya gayret edeceğinizi söyleyin ve katılmak için elinizden geleni yapın. Bir de unutmayın, siz çocuğunuza masallar okuyor, onunla şarkılar söylüyorsunuz ve bu okulda öğrendiklerinden daha kıymetli.
  4. Komşularınızın ve ailenizin çocuğunuza az vakit ayırdığınıza dair eleştirel bakışlar atmasına aldırmayın. Anneliğinizi sorgulayacak tek bir kişi vardır, o da çocuğunuz. Araştırmada da dediği gibi, gün içinde onu çok az görseniz bile ona sevginizi hissettirebilirsiniz. Hatta bütün gün evde oturan ve ev işlerinden bunalıp, sıkılan, çocuğuna tahammülü kalmayan annelerden daha da çok…
  5. Çocuğunuzla yaşına göre yapabileceğiniz milyonlarca aktivite var. Tahta kaşıklarla tencereleri davul yapmaktan tutun da, boyama yapmaya kadar. Yeni sosyal medya gözdemiz Pinterest’ten birçok  fikir edinebilirsiniz. Çocuğunuzun eline tablet ya da telefon vermeyin yeter.
  6. Son maddeyi bir Türk olarak “şükredelim”e bağlamak istiyorum. Hayatta birçok hastalıkla mücadele eden anneler, çocuklar var ve çocuklarıyla kaliteli zaman geçirmeyi başardıkları takdirde çalışan annelerin güzel bir hayatı var.  Suçluluk duygusuyla mutluluğunuzu gölgelemeyin.

Tüm yazılar için buraya tıklayın.