Sizler gibi 10 kadın daha olsa…

Birleşmiş Milletler Gezegen 50-50 projesi kapsamında, yaşadıkları toplumlara olağanüstü katkılarda bulunmuş kadınların hayatlarını, “Women’s Footprints in History” (Tarihte Kadınların Ayak İzleri) adıyla hikayeleştirmiş. Bazılarını belki tanıyorsunuz, bazılarının adını belki bugün ilk kez duyacaksınız. Tarih boyunca kitleleri peşinden sürüklemiş bu kadınların vaktiyle cesaret ve adanmışlıklarıyla neler başardığını ve çalıştıkları konular hakkında günümüzde hangi noktada bulunduğumuzu, gelin birlikte keşfedelim.
M.Ö. 400, Yunanistan, Agnodice: Agnodice, dünyanın bilinen ilk kadın jinekoloğu… Antik Yunan’da kadınların bilimle uğraşmalarının cezası ölüm olduğu halde, gizlice tıp derslerine girdi ve erkek kılığına girerek hastalarına baktı. Yine de yakalanmaktan kurtulamadı. Tutuklanıp mahkeme önüne çıkartıldığında, hastalarının verdiği destek sayesinde serbest bırakıldı.
Günümüzde; Tıp alanındaki müthiş ilerlemeye rağmen, gelişmekte olan ülkelerde hala her gün 800 kadın doğum veya hamilelik sırasında hayatını kaybediyor.
1691, Meksika, Sor Juana Ines de la Cruz: Meksikalı rahibe ve yazar olan Ines de la Cruz bağımsız kadın ideolojisinin ve laik yaşamın öncülerinden… 1691 yılında eğitimde cinsiyet eşitliğini şu sözlerle savundu: “İnsanlar yemek yaparken de düşünebilir.” Bugün hala Meksika’da ikondur ve Meksika parası üstünde resmi vardır.
Günümüzde; Eğitimde cinsiyet eşitliğinde ilerleme kat edilse de, gelişmekte olan ülkelerde durum hala parlak değil. Mesela Afrika’da her 10 erkek çocukla birlikte, 7 kız çocuğu okula kayıt ettiriliyor. Türkiye’de ise 18-24 yaş arasındaki kızların yüzde 41’i, erkeklerin ise yüzde 35’i orta öğretimi tamamlamadan, hayata atılıyor.
1860, Rusya, Anna Filosofova: Filosofa, zamanının çok ötesinde bir kadın hakları savunucu ve bir yardım sever… Fakirlere para yardımı yapmak yerine onları eğitmek gerektiğini savundu. 1860’da ihtiyaç sahibi kadınlar için kurduğu dernekle, kadınlara hem iş imkanı sağladı, hem de evsiz olanlara kalacak yer buldu.
Günümüzde; Yoksulluk çağımızın en büyük belalarından ve kadın sağlığını, güvenliğini ve iş gücünü tehdit eden unsurlardan biri. Bugün hala dünyada 836 milyon insan açlık sınırında yaşıyor.
1893, Yeni Zelanda, Kate Sheppard: Parlamentoda eşit haklar istemiyle yürüttüğü kampanya ve 32 bin imza toplayarak, parlamentoya sunduğu bildirge sayesinde, 1893 yılında Yeni Zelanda’yı dünyanın kadınlara ilk seçme ve seçilme hakkı tanınan ülkesi yaptı.
Günümüzde; Tüm dünya parlamentolarında hala kadın temsili çok az. 2015 yılında bu oran, 1995 yılına göre küçük bir artış göstererek yüzde 11.3’den, yüzde 22’ye çıktı.
1911, Japonya, Raicho Hiratsuka: Editör, yazar ve politik aktivist olan Hiratsuka, kadın hakları, feminizm gibi kelimelerin kullanımının tehlikeli olduğu Japonya’da, 1911 yılında kadının ev içindeki geleneksel görevlerine itiraz eden ve kadının iş hayatında da varlık göstermesi gerektiğini savunan Seito adında bir dergi yayınladı.
Günümüzde; Kadınların habercilik ve gazetecilik alanında temsil oranı yüzde 25. Sadece yüzde 27 oranında kadın, medyada yönetici pozisyonunda çalışıyor.
1951, Mısır, Doria Shafik; 1951 yılında 1500 kadınla birlikte kadınların seçme ve seçilme hakkı, eşit maaş hakkı ve diğer hukuksal alanlarda eşit haklara kavuşması için mücadele etti. Çabalarının sonucunda 1956 yılında Mısır’da ilk kez kadınlar oy kullanabildi.
Günümüzde; 140’dan fazla ülke, hukuksal alanda cinsiyet eşitliğini savunsa da, gerçekte durum pek öyle değil. Birçok kadın hala sosyal hayatta ve kanunlar nezdinde haksızlığa uğramakta.
“Tarihte Kadınların Ayak İzleri” adlı çalışmanın özet listesi 2000’li yıllara kadar uzuyor. Devamını bir sonraki yazıda anlatacağım.
Ben bu listeden çok etkilendim ve içimden şöyle dedim: “2016’da her birinizden, bir tane daha olsaydı, kim tutardı bizi!”

Tüm yazılar için tıklayın.