“Birçoğumuzun düşündüğünün aksine, mutluluk başımıza gelen bir şey değildir. Bizim gerçekleştirdiğimiz bir şeydir.”
Mihaly Csikszentmihalyi, Pozitif Psikoloji’nun Kurucularından…
Bu lafı duyduğum an çok sevdim. Oldum olası “Ne kadersizmişim. Çekecek çilem varmış.” türü yaklaşımları sevmem. Mutluluk ya da mutsuzluk başımıza gelen bir şey değil, bizim yarattığımız bir şey. Bu kadar basit.
Gündem ne kadar karışık olursa olsun, işler ne kadar stres yaratırsa yaratsın, ne kadar derdimiz olursa olsun, mutlu olmayı başaracak nedenler bulabiliriz. Özellikle çocuğumuz varsa… Allah çaresiz dert vermesin, o ayrı.
Pozitif Psikoloji‘nin tam olarak ne demek olduğunu araştırdığımda karşıma şu tanım çıktı: “Psikoloji bilimi tarih boyunca, danışanların sorunlarıyla ilgilendi. Üzüntüleri ve problemleri azaltmanın yollarını arayarak kişileri tedavi etmeye çalıştı. Pozitif Psikoloji ise kişilerin zayıflıklarına değil, güçlü ve olumlu yönlerine odaklanıyor. Kişiyi mutsuz olduğu noktadan sıfır noktasına taşımaktansa, olumlu yönleri destekleyip ileriye taşımayı hedefliyor.”
Pozitif Psikoloji’nin kurucularından Dr. Martin Seligman depresyon tanısı koyma yaşının ortalama 15’e düştüğünü ve bu rakamın bundan 30 yıl önce, 50 olduğunu belirtirken, U.S. Center for Disease Control (CDC), gençler arasındaki intihar oranının son on beş yılda en yüksek seviyeye ulaştığını açıklıyor.
Anne baba olmak çok zorlu bir görev olsa da, Pozitif Psikoloji’nin öğretileri bizi daha güvenli sularda yüzmeye teşvik ediyor. Mutlu, özgüveni yüksek, empati sahibi ve duygusal zekası gelişmiş çocuklar yetiştirmemize katkıda bulunuyor. Uzmanlar, çocuğun gelişiminde olumlu yönlerin güçlendirilmesi gerektiğini, çocukların pozitif model ebeveyn istediğini, çocuklara mutlu olmanın öğretilebileceğini, ceza yerine ödül ve kural koymak gerektiğini söylüyor.
Pennsylvania Üniversitesi, Pozitif Psikoloji Master Programı Öğretim Görevlisi Elenor Chin’in ebeveynlere pozitif çocuk yetiştirme ile ilgili pratik 9 tavsiyesi şöyle:
- Çocuğumuza koyduğumuz hedeflerle, çocuğun o hedefe giden yolu bulması arasında bir denge olmalıdır. Ona gerçekçi ve başarabilecekleri hedefler koymalıyız.
- Çocuğunuzu dinleyin. Ama gerçekten dinleyin! Onu neler heyecanlandırıyor, neler motive ediyor, neler motivasyonunu bozuyor?
- Çocuğunuzu gözlemleyin. Güçlü yanları neler? Güçlü yanlarını her gün kullanma fırsatı buluyor mu? Bu özelliklerinin farkında olmalarını sağlayın ve nasıl değerlendirebileceklerini öğretin.
- Deneme yanılma yoluyla öğrenmelerine izin verin. Başarısız oldukları konularda eleştirilmek yerine, neleri yanlış yaptıklarını öğrenmeleri, hatalarından ders almaları çok önemli.
- Ceza yerine ödül ve kural İnsan davranışları öğrenme ile gelişir. Ceza, çocuğa ne yapması gerektiğini öğretmez. Ancak kurallar, çocuğu davranışlarının doğal sonuçlarıyla yüzleştirir.
- Çocuklara ehil oldukları alanda deneyim yaşaması, başarı duygusunu tatması, özgüvenlerinin gelişmesi için fırsat verin ve ortam yaratın.
- Ona etrafa karşı empatiyle yaklaşmasını ve değişen koşullara ayak uydurabilecek esnekliğe sahip olması gerektiğini öğretin.
- Ona yeteneği olan alanda destek olabilecek yetişkinlerden, öğretmenlerden oluşan bir network kurun.
- Onları duygularını fark etmek, adını koymak ve onlarla başa çıkabilmek konusunda destekleyin.
Tüm yazılar için buraya tıklayın.
