Romantik – Komedi

Erkek ve kadın birbirlerinden bir sebeple ayrı kalmıştır. Tatlı bir müzik eşliğinde onların ayrı ayrı mutsuz günlerini izleriz. Ardından müzik biter. Erkeğin bir anda gözlerinde bir ışık belirir. Kadına koşar. Ona tatlı sözcükler söyler, sürprizli bir hareketle evlenme teklif eder, öpüşürler, kamera uzaklaşırken ‘the end’ yazısı belirir falan filan… Klişe!

Ya da… Erkek ve kadın çocuk konusunda kararsızdır. Ama kadın hamiledir. Yine bir sebeple ayrı kalırlar. Tatlı bir müzik eşliğinde onların ayrı ayrı mutsuz günlerini izleriz. Ardından müzik biter. Erkeğin bir anda gözlerinde bir ışık belirir. Kadına koşar. Karnını okşar kadının. O sırada sancılar başlar. Komik bir doğum hikayesiyle bebeklerine kavuşurlar. Aynı akşam Bebek’le dans ederler loş ışıkta. Sarılır, öpüşürler, kamera uzaklaşırken ‘the end’ yazısı belirir falan filan… Klişe!
Bebekli filmlerin klişelerinde de hep Baba rolündeki aktör koşar gider kadına. Bebek doğunca da on kaplan gücünde bir baba olur. Gerçekler böyle mi?
Bu yazı bol miktarda gerçeklik içerir. Pembe dünyasından çıkmak istemeyen hamileler için önerilmez 🙂 ya da hayır! önerilir! En çok onlar için. Beklentiyi düşük tutmak da lazım gelebilir belki de baştan.
Şimdiye kadar doğum sonrası anne neler yaşar, ne yapmalı, neyle nasıl başetmeli vs okudunuz değil mi? Bu yazı babalar ve baba olacaklar için! Işık tutması ümidiyle…
Bir arkadaşım, yeni baba olmuş bir arkadaşına ( girişe bakıp hikaye gelecek sanmayın, kişi ve kişiler gerçektir! ) ‘babalık nasıl gidiyor’ diye sormuş. Aldığı cevap; ‘babalıktan henüz bir şey anlamadım ama şimdi daha iyi bir koca olmaya çalışıyorum’ olmuş. Şaşırdınız mı? Şaşırdı iseniz bu yazı tam size göre 😉
Eğer baba bu cevabı veren baba ile aynı zihniyetteyse; kişisel gözlemlerime göre, her konuda yardıma koşan ama yardım ettim demeyen, çocuğuyla ilgili sorumluluğu size bırakan ancak sürekli sizi destekleyen, sevgisi ilgisi zerre kadar azalmayan, sosyalliğinden ödün vermeyen, teşvik eden, muhtemelen sosyal medya hesapları olan ve hatta sizin fotoğrafınızı ‘şansım, aşkım, güzel karım vs’ etiketleri ile, çocuğunuzun komik fotoğraflarını baba olmanın ne kadar harika bir şey olduğuna dair notlarla paylaşan, size sürekli ne kadar harika ve özel olduğunuzu hatırlatan davranışlarda bulunan (daha fazla dayanamayacağım yazmaya) bir kocanız var demektir. Dışardan bakıldığından romantik komedi filmlerinden fırlayıp gelmiş bir aile tablonuz var. Pazar kahvaltısında, baba çocukla şakalaşıyor, siz bu anı videoya çekip sosyal medyada paylaşıyorsunuz değil mi? Baba da repost eder, oh mis. Tebrik eder, mutluluğunuzun devamını dileriz. Yazıyı çevrenizde neler olup bitiyor öğrenmek için okumaya devam edebilirsiniz..
İkinci baba modeli ise herşeyden çok ‘baba’ olmaya çalışan model. Onları sevin, bağrınıza basın, klasik onlar.. Ama kabul ederse de bu yazıyı okutmayı deneyin. Belki bir faydamız dokunur 😉
‘Baba’; sorumluluk sahibidir. Hatta çok. Hatta evhamlı. Hatta tedirgin. Doğum çantanız 3 ay önceden hazırdır yine de yaranamazsınız.  Bir çırpıda tuttuğu takımın ilk 11 ini sayan adamdan, bir çırpıda Bebek çantasının içeriğini sayabilen adama dönüşmüştür. Ve siz mutlaka bir eksikle karşısına çıkarsınız. Sert bakışlara maruz kalırsınız hep. Evde derece ile gezerler. Çocuğun illa da o eve gelince hapşıracağı tutar ve siz potansiyel hasta edicisinizdir. Yelek giydirmediniz ya da soğukta dışarı çıkardınız değil mi? Sizi gidi sizi! Artık tartışmalar sadece çocuk bakımı üzerine oluşmaya başlar. Sizden iyi yemek yedirir. Çok başarılı alt değiştirir. Bebek bakımı konusunda her konuya vakıftır. Genelde sorduğu soru ya da isyan ettiği konu hep ‘ben onun babasıyım’ yönündedir. Bu noktada babalara öncelikle sakin olmalarını, hatta Pınar Mermer’in Yavaş Ebeveynlik kitabını okumalarını öneririm. Ve sıra size gelince ise… Üzgünüm. Sizin için ne vakti kaldı ne de enerjisi değil mi? Evet hiç ilgisiz olmasındansa böyle babalığı önemsemesini tercih edersiniz elbette. Peki ya siz bu tablonun neresindesiniz? Pazar kahvaltısında baba çocuğa yemek yedirmeye çalışıyor ve siz ıslak mendili unuttunuz diye mahçup mahçup masa altına gizlenmeye mi çalışıyorsunuz. Aman bir şey unutmayayım stresi yaşadığını için unuttunuz. Hepimizin başına geliyor, sıkıntı yok 😉 Bu yazının babalara ilk tavsiyesi geliyor; baba-oğul, baba-kız olmaya çalışmaktan öte hedefiniz AİLE olabilmektir! Bu bir takım oyunu. Siz eve gidince anne yedek kulübesine çekilen olmasın!
Ve son tasvir edilecek baba modeli ise ne koca ne de baba olabilememiş model. Hiç bir konuya vakıf değildir. Ne anneyle ne çocukla ilgilidir. Muhtemelen işi çoktur. Çok yoğundur. Çocuk bakımından anlamamaktadır. Akşam eve gelince yorgundur. TV karşısında pineklemek ister. Pazar günü bolca uyumak ister. Falan filan. Şans eseri dışarı çıkar da bir pazar, kahvaltıya giderseniz, kahvaltı boyunca saç baş dağılmış, oradan oraya koşturur halde günü geçirir, bir lokma yiyemez, yorgunluktan yerlere düşer, hakikaten evden hiç çıkmasaydık keşke dersiniz.  Bu babalar için ne desem bilemeyecek gibiyim. Derhal silkelenin beyler. Acilen toparlanın. İyi bir koca, sorumluluk sahibi bir baba olma yolunda atacağınız her adım mutluluğa giden yolda bla bla bla! Kendinize geliniz ?
Velhasıl kelam; derler ya bir bebek doğunca bir anne doğar diye.. Bir de baba doğuyor. En çok da o babaya ihtiyaç duyuluyor.