Çalışan Bir Annenin Çocuğu Olarak Hatırlamanız Dileğimle…

Bazen bıraktığım kariyerimi düşünüyorum.Napıyorum ben diyorum.. 7/24 çocukla geçen bir dönem.. Dışarıda kariyer sahibi sözüm ona güçlü kadınlar.. Pırıl pırıl.. Şıkır şıkır..

Sonra bir kendime bakıyorum bir de bebeğime.. Ve düşünüyorum yine;

Sistemin bize dayattığına bakar mısınız?

Evde otursan ev hanımı diye hafife alınıyorsun, çalışıp kariyer peşinde koşsan çocuğunu başkalarına emanet etmek zorunda kalıyorsun.

Bizim vesilemizle dünyaya gelen ama bizim yetiştirmediğimiz çocuklar çoğalıyor farkında mısınız? Bir başkasının kültürünü bir başkasının korkularını alıp bir başkasının sevme tarzına alışıyorlar. Bizden ama bizim gibi değil..

Yaşamın ilk yıllarında anne kokusundan uzak kalan çocukların terkedilme korkusu yaşadığını biliyormuydunuz?

Sahi sistem niçin bize bu baskıyı yapıyor?

Niçin çalışıyorsunuz?

Para kazanmak için.

Niçin para kazanıyorsunuz?

Daha kaliteli bir hayat yaşamak için.

Peki günün sonunda kazandığınız para, etiket dışında daha konforlu daha sağlıklı daha huzurlu yani “kalite” kelimesinin hakkını tam anlamıyla vererek yaşatıyor mu size düşlediğiniz hayatı?

İşin dışında kalan süre kaliteli yaşamaya yetiyor mu?

Yoksa sistem yine sizden aldığını size satarak, markalarla, mekanlarla, havalı fotoğraflarla, sosyal medyayla oyalamaya devam mı ediyor?

Mecburiyetler var bir de değil mi? Ah o mecburen mecburiyetten halleri.. Sanki kendi seçimimiz değilmiş gibi. Sanki bu hayatı bize boğazımıza bıçak dayayarak yaşatıyorlarmış gibi.. Hayat her ne olursa olsun bizim seçimlerimizden ibaret. Bugünkü memnun olmadığımız koşullar daha önceden aldığımız kararların sonuçları. Bunun farkında olursak eğer, en azından kurban psikolojisinden çıkmış oluruz ve sınavı başarıyla tamamlayabiliriz.

Çalışmak ya da çalışmamak ikisi de kadının kendi seçimi olmalı. Zorunda olduğu için değil içinden öyle geldiği için seçmeli. Ve bilmeli; anne şefkatini anneden başka kimse veremez çocuklara. Seçiminiz her ne olursa olsun, çocuklarınıza onları bırakmadığınızı  hissettirin. Onlar için çalıştığınızı, onlar daha iyi yaşasın diye ayrı kalmak zorunda olduğunuz masalını anlatmayı bırakın. Her ne kadar gerçekte olsa, çocuklar bunu anlamak zorunda değil. Tecrübeyle sabit. Doğurmasaydın o zaman dedim ve annemin yüreğine tuzu bastım her seferinde! Yaşayan bilir. Çocuklarınıza suçluluk duygusu aşılamayın. Sizin onlar için yaptığınızı söylediğiniz her şey, onlara taşıyamayacağı bir yük oluyor. Benim yüzümden duygusunu hiç bir çocuk hak etmez öyle değil mi?

Her ne yapıyorsanız kendi seçimlerinizden ötürü yapıyorsunuz. Çalışan bir annenin çocuğu olarak hatırlamanız dileğimle..

Sevgiler…