Hamilelik Kariyerini Nasıl Etkiledi?

Bu hafta sizinle kariyer sahibi kadınlara çok ilham vereceğini düşündüğüm bir kadının hikayesini paylaşmak istiyorum. Jayne Juvan, Roetzel&Andress hukuk firmasının ortağı olduğunda sadece 32 yaşındaydı. Firmanın gelmiş geçmiş en genç ortağı olmakla birlikte, tüm erkeklerin hukukçu olduğu geniş ve kalabalık ailenin de tek kadın hukukçusuydu. Kariyerinde çabuk yükseldi, sadece iki yıl içinde yılda 500 bin $’dan fazla gelir elde eden az sayıda kadının arasına katıldı. Şu anda 35’inde ve ikiz bebeklere hamile.

Sizce hamilelik Jayne’in hayatını nasıl değiştirdi?2222

Hikayenin kalanını Jayne’den dinliyoruz;

“30’larımın başında tanınan ve büyük müşterileri olan bir firmanın ortağıydım, birbirinden egzotik ve güzel şehirlere sık sık iş seyahatlerim oluyordu ve bana çok destek olan bir adamla evliydim. Hayatımın tamamen değişmesi New York’un dürüstlüğü ve açık sözlülüğü ile tanınan en büyük emlakçılarından biri olan Dolly Lenz ile tanışmam sayesinde oldu. Dolly hayatımdaki tek eksiği çok çabuk tespit etti ve neden çocuk sahibi olmadığımı sordu. Ona benim durumumdaki bir kadının çocuk sahibi olmasının imkansızlığını anlattım. Oralı olmadı. Zaten kendisi Amerika’nın en parlak kariyerine sahip kadınlarından biri olarak evli ve iki çocuk sahibi olduğu için, kendi örneğiyle tezimi çürütmüş olmuştu.

Dolly’ye göre hamilelik insanın kariyerini geri değil ileri götürecek bir unsurdu. Çünkü ona göre insanlar çocuk sahibi bir kadınla daha derin ve daha yakın ilişki kurabiliyorlardı. Yakınlık her işte başarının anahtarıydı.  Çocuk sahibi olmamın kariyerimi baltalayacağını düşünenler de olacaktı ama Dolly’ye göre bu kişiler zaten yakınımda olmasa da olurdu.

İlk kez bu diyalogdan sonra çocuk sahibi olup olmak istemediğimi düşündüm. Uzun uzun iç sesimi dinledim. Firmamın tek kadın ortağı olarak anne olmak, hem aile, hem kariyer sahibi olmak isteyen genç kadınlara ilham verecekti. Ama becerebilecek miydim?

Bu düşüncelerden bir yıl sonra hamileydim. Ancak sevincimiz kısa sürdü. Bir iş seyahatinden dönerken bebeğimi düşürdüm. Yasımı sessizce tuttuktan bir süre sonra tekrar hamile kaldım. Bu sefer sevinç yerine şüphe, endişe gibi duygular yaşıyordum. Bebeğim yaşayacak mıydı? 35 yaşında olduğum için hamileliğim riskli sayılabilirdi. Acaba bir anomali olabilir miydi?

Sonuçtan korktuğum için ilk ultrason randevusuna yalnız gittim. Ve şok edici haberleri de tek başıma almış oldum. Bebeğim sağlıklı olmakla birlikte bir değil, iki taneydi. İkiz bekliyordum. İkiz hamileliği daha zordu. Bulantılar, yorgunluk, halsizlik, her şey ikiyle çarpılmıştı. Erken doğum riski de fazlaydı. Başarabilecek miydik? Bu soruyu iş hayatında kendime hiç sormamıştım.

Dolly çok haklıydı. Kariyerimin en güçlü günlerini yaşıyordum. Müşterilerimle daha yakın ve samimi ilişkiler kuruyordum. Bana aile hayatlarını, çocuklarını daha kolay anlatıyor ve açılıyorlardı. Sanırım daha önce anlayabileceğimi düşünmedikleri için hiç bu konulara girmiyorlardı. İlişkiler geliştikçe ve yakınlaştıkça referanslar ve dolayısıyla müşteriler büyük bir hızla artmaya, işler patlamaya başladı.

Hamileliğim kolay geçmedi. Zorlandığım zamanlar elbette oldu. Parlak bir kariyerim varken anne olma kararımı sorgulayanlar, anlamayanlar, eleştirenler ve moralimi bozmaya çalışanlar da  çok oldu. Ama kendime şu soruyu sordum. “Etrafımın bu insanlarla mı çevrili olmasını istiyorum?” Cevabım elbette “Hayır” oldu! Onlar Dolly’nin dediği gibi, olmasalar da olurdu.

kaynak: forbes.com

Bu hafta sizinle kariyer sahibi kadınlara çok ilham vereceğini düşündüğüm bir kadının hikayesini paylaşmak istiyorum. Jayne Juvan, Roetzel&Andress hukuk firmasının ortağı olduğunda sadece 32 yaşındaydı. Firmanın gelmiş geçmiş en genç ortağı olmakla birlikte, tüm erkeklerin hukukçu olduğu geniş ve kalabalık ailenin de tek kadın hukukçusuydu. Kariyerinde çabuk yükseldi, sadece iki yıl içinde yılda 500 bin $’dan fazla gelir elde eden az sayıda kadının arasına katıldı. Şu anda 35’inde ve ikiz bebeklere hamile.

Sizce hamilelik Jayne’in hayatını nasıl değiştirdi?

Hikayenin kalanını Jayne’den dinliyoruz;

“30’larımın başında tanınan ve büyük müşterileri olan bir firmanın ortağıydım, birbirinden egzotik ve güzel şehirlere sık sık iş seyahatlerim oluyordu ve bana çok destek olan bir adamla evliydim. Hayatımın tamamen değişmesi New York’un dürüstlüğü ve açık sözlülüğü ile tanınan en büyük emlakçılarından biri olan Dolly Lenz ile tanışmam sayesinde oldu. Dolly hayatımdaki tek eksiği çok çabuk tespit etti ve neden çocuk sahibi olmadığımı sordu. Ona benim durumumdaki bir kadının çocuk sahibi olmasının imkansızlığını anlattım. Oralı olmadı. Zaten kendisi Amerika’nın en parlak kariyerine sahip kadınlarından biri olarak evli ve iki çocuk sahibi olduğu için, kendi örneğiyle tezimi çürütmüş olmuştu.

Dolly’ye göre hamilelik insanın kariyerini geri değil ileri götürecek bir unsurdu. Çünkü ona göre insanlar çocuk sahibi bir kadınla daha derin ve daha yakın ilişki kurabiliyorlardı. Yakınlık her işte başarının anahtarıydı.  Çocuk sahibi olmamın kariyerimi baltalayacağını düşünenler de olacaktı ama Dolly’ye göre bu kişiler zaten yakınımda olmasa da olurdu.

İlk kez bu diyalogdan sonra çocuk sahibi olup olmak istemediğimi düşündüm. Uzun uzun iç sesimi dinledim. Firmamın tek kadın ortağı olarak anne olmak, hem aile, hem kariyer sahibi olmak isteyen genç kadınlara ilham verecekti. Ama becerebilecek miydim?

Bu düşüncelerden bir yıl sonra hamileydim. Ancak sevincimiz kısa sürdü. Bir iş seyahatinden dönerken bebeğimi düşürdüm. Yasımı sessizce tuttuktan bir süre sonra tekrar hamile kaldım. Bu sefer sevinç yerine şüphe, endişe gibi duygular yaşıyordum. Bebeğim yaşayacak mıydı? 35 yaşında olduğum için hamileliğim riskli sayılabilirdi. Acaba bir anomali olabilir miydi?

Sonuçtan korktuğum için ilk ultrason randevusuna yalnız gittim. Ve şok edici haberleri de tek başıma almış oldum. Bebeğim sağlıklı olmakla birlikte bir değil, iki taneydi. İkiz bekliyordum. İkiz hamileliği daha zordu. Bulantılar, yorgunluk, halsizlik, her şey ikiyle çarpılmıştı. Erken doğum riski de fazlaydı. Başarabilecek miydik? Bu soruyu iş hayatında kendime hiç sormamıştım.

Dolly çok haklıydı. Kariyerimin en güçlü günlerini yaşıyordum. Müşterilerimle daha yakın ve samimi ilişkiler kuruyordum. Bana aile hayatlarını, çocuklarını daha kolay anlatıyor ve açılıyorlardı. Sanırım daha önce anlayabileceğimi düşünmedikleri için hiç bu konulara girmiyorlardı. İlişkiler geliştikçe ve yakınlaştıkça referanslar ve dolayısıyla müşteriler büyük bir hızla artmaya, işler patlamaya başladı.

Hamileliğim kolay geçmedi. Zorlandığım zamanlar elbette oldu. Parlak bir kariyerim varken anne olma kararımı sorgulayanlar, anlamayanlar, eleştirenler ve moralimi bozmaya çalışanlar da  çok oldu. Ama kendime şu soruyu sordum. “Etrafımın bu insanlarla mı çevrili olmasını istiyorum?” Cevabım elbette “Hayır” oldu! Onlar Dolly’nin dediği gibi, olmasalar da olurdu.

kaynak: forbes.com

Tüm yazılar için buraya tıklayın.