İştahsız Çocuklar İçin Altın Öğütler

Eğer ortalama bir Türk annesi iseniz siz de hayatınızın en az bir döneminde çocuğunuzun iştahsızlığından yakınmışsınız demektir. İştahsızlık, büyümenin hatta yaşamın doğal bir sonucu aslında ama yine de bazen anneler için kaygı verici bir sürece dönüşebiliyor. Şimdi endişelenmeyi  bir kenara bırakalım ve vereceğim pratik önerileri uygulamaya koyalım.

Çocuk doktoruna başvurun
Belki de çocuğunuz sizin sandığınız kadar iştahsız değil. Evet! Yanlış duymadınız. Yapılan araştırmalar ve benim klinik deneyimlerim anneleri tarafından iştahsız olarak değerlendirilen çocukların aslında gerçekte kendilerine yetecek ve sağlıklı gelişimlerini sağlayacak kadar besin aldıklarını gösteriyor. Siz de çocuğunuzun iştahsız olduğunu düşünüyorsanız yapmanız gereken ilk iş bir çocuk doktoruna başvurmak olmalı. Doktorunuz çocuğunuzun boyunu kilosunu ölçecek, gerekli tetkikleri isteyecektir. Eğer çocuğunuzun boyu kilosu normal sınırlarda ve vitamin-mineral eksikliği yoksa çocuğunuz aslında sizin düşündüğünüz kadar iştahsız olmayabilir. Onun dışında iştahsızlığa neden olabilecek anemi veya idrar yolu enfeksiyunu gibi bir hastalığı varsa bunun tedavisi ile çocuğunuz eski iştahına kavuşacaktır.

Paketli gıdalar çöpe
Ne yazık ki iştahsızlığın en önemli sebeplerinden biri abur cubur. Cips, gazlı içecekler, meyve suları, sık yenen dondurma ve çikolatalar….. Bu yiyecekler sadece çocuklar için değil hepimiz için zararlı. Bu yüzden en iyisi eve almamak. Sadece eve alınan paketli gıdaların azaltılması bile çocuğunuzun iştahının düzelmesine yetebilir.

Yemek yerken eğlenin

Unutmayın ki yemek yemek çok eğlenceli bir macera ve bebeğinizin tek rehberi sizsiniz. Önünüzde keşif dolu bir yolculuk var. Hangi yemekleri sevecek, neleri hiç yemek istemeyecek? Bunları ikiniz birlikte zamanla öğreneceksiniz. O yüzden sürecin keyfini çıkarın, siz eğlenin ki o da eğlensin.
Bunun dışında çocuklar hazırlanmasına katkıda bulundukları yemekleri yemekten daha çok hoşlanırlar ve her yaştaki çocuk için mutfak sınırsız bir eğlence ve öğrenme kaynağıdır. O gün ne yiyeceğinize birlikte karar verin (anlamasa da anlatın), market alışverişine birlikte çıkın, çıktığınızda sebze ve  meyveleri birlikte seçin. Pişirirken ”Bak, senin seçtiğin
kabakları pişiriyoruz.’ deyin. Böylece  hem birlikte kaliteli vakit geçirmiş olacaksınız hem de sürece bebeğinizi de katarak, onun iştahının
açılmasını da sağlayacaksınız.

Kıyaslamayın
Kıyaslanmak çocuğunuzu gereksiz yere strese sokacaktır. Her çocuğun hayatta yol alış şekli farklıdır.  O yüzden ilk çocuğunuzla, kuzenleri ile konu komşu ve elalem çocuğu ile kıyaslamayın bebeğinizi. O patates seviyorken sizinki sevmeyebilir. Veya anne sütünü daha çok sevdiği için süreç çok yavaş ilerliyor olabilir. Nasıl ki  konunun komşunun çocuğu falanca ayda yürümeye başladı ise sizinkinin de başka bir yeme tarzı olması veya arkadaşınızın oğlundan biraz daha zayıf olması çok normal.

Acele etmeyin

Sağlıklı beslenmeye alışmak ve yanlış beslenme alışkanlıklarını bırakmak zaman alacak, öncelikle bunu kabul edin. Her şey sizin düşündüğünüzden de yavaş gelişebilir. Bir gıdayı sevmiyor diye hemen onu vermekten vaz geçmeyin. Bir süre ortadan kaldırın ve tekrar sunun. Çağın’a kurubaklagilleri sevdirmek tam beş yılımı aldı. İlk zamanlarda görmek bile istemiyor, ağzından püskürtüyordu. Ama ben yılmadım! Kararlı bir şekilde haftada bir kez ona kuru fasülye/nohut sunmaya devam ettim. Bunu yaparken hiçbir zaman üzerinde baskı oluşturmadım. Yemek istemezse ortadan kaldırdım ve sağlıklı, sevdiği başka bir seçenek sundum. Ve sonunda o da bir kurufasülye ve nohut sever oldu.

Empati yapın
Hangimiz her yemeği büyük bir iştahla yiyoruz ki? Veya günün her saati aynı yemek yeme isteğine sahip olabiliyoruz? Ya da haftanın her günü? O yüzden bebeğiniz bir besini yemediğinde, ya da zaman zaman iştahsızlık atakları yaşadığında öncelikle kendi iştahsız olduğunuz anlar gelsin aklınıza ve bebeğinize yemek yemesi için baskı yapmayın. Kendinizi onun yerine koyun ve şunu düşünün: Tok olduğunuz halde biri sizi yemek yemeye zorlasa ne yapardınız? Peki ya ağzınızı elleriyle zorla açsa ve yemekleri ağzınızın içine boşaltsa ne hissedersiniz? Hayali bile kötü değil mi? İşte o yüzden siz de lütfen bebeğiniz yemek yemediğinde onu zorlamayın. Sadece insanoğlu değil, dünyadaki tüm canlılar aç oldukları zaman, yemek yemek üzere programlanmışlardır. Bebekler de dahil….  Bebeğinizi yemek istemediği halde zorlarsanız bir süre sonra yemek saatleri işkence saatlerine dönüşecektir. Yemek sırasındaki gerginlik ise çocuklar için tek başına bir iştahsızlık sebebidir. Bebeğiniz acıkınca yemek yiyecektir. Ancak iştahsızlık veya yemek yememe hali uzun sürerse, bebeğinizin kilo alımı azsa mutlaka bir çocuk doktoruna
başvurmalısınız.

Zorlamayın
Çocuğunuzu yemek yemesi için zorlamayın. Yemiyorsa, yemeği kaldırın. İlk kez sunduğunuz bir besinin mutlaka bir alternatifi olsun ki  çocuğunuz yemeği sevmediği
zaman onu kaldırıp yerine yiyebileceği başka bir şeyi sunabilesiniz. Yemediği için aç bırakmak, sevdiği şeylerden mahrum bırakmak gibi yöntemlere
başvurmayın, yemeği bir ödül veya ceza aracı olarak kullanmayın.
.
Sabredin
Çocuk yetiştirmenin her aşaması sabır gerektiriyor. Kabul etmeliyiz ki bazı çocuklar diğerlerinden daha zordur ve daha fazla çaba ve sabır gerektirir. Kararlı olun ama ısrarcı olmayın. Yaşları büyüdükçe daha az seçici olacaklarını unutmayın.