İnatlaşan Çocuk mu? Ebeveyn mi?

Yiğit doğduğunda en çok korktuğum dönem 2 yaş sendromuydu. Sosyal medyada bir çok anne tanımaya başlamıştım kimisiyle aynı dönemlerdeydik kimisi 2 yaş sendromuyla başa çıkmaya çalışıyordu.  Ya benim çocuğumda sokakta yere atıp tepine tepine ağlarsa, ya sinirlerime hakim olamazsam diyerek kitaplar okumaya başlamıştım üzerine en çok araştırdığım ve korktuğum konuydu inatlaşmalar.
1 yaşına kadar anne baba yardımlarıyla bir şeyler yapmaya çalışan bebek artık çocukluğa geçiş yapıyordu kendi başına yapmak istedikleri oluyor istediklerini ve istemedikleri çok net belirtmeye başlıyor. Benliğini kazanmaya başladığı bu dönemde anne ve babası ile çatışmaya girmesi çok normal. Ama bir yandan da bu çocuğun şımarmaması gerekiyor peki ne yapacağım diye düşünerek yine araştırmaya başladım ve çocuğunuza sınır koyma isimli kitabı okumaya başladım hatta ilgili seminerlere katıldım. Sınırı olmayan çocuk mutsuz çocuktur sınırlarınızı koyun diyordu kitap. Sınırlarımızı çizmeye çalışırken müdahale edenler oldu aile büyükleri tarafından bir yandan onlarla da baş etmek hiç kolay olmadı.
2 yaşına kadar  uyumlu olan çocuk gitmiş ve evet her anne ve babanın başına gelecek o inatlaşmalar başlamıştı. İlk zamanlar panikle okuduğum şöyle yaparım böyle yaparım dediğim şeyleri unutmuş kendimi el kadar çocukla inatlaşırken bulmuştum. Bir kısır döngü devam ediyordu o ağlıyor ben daha çok ağlamak istiyordum.Baktım böyle olmayacak inatlaşan sadece çocuk olmalı ben sorunları çözeceğim dedim ve sürekli taktikler geliştirdim şuan 3.5 yaşında ve benmerkezcilik hakim hala taktik uyguluyorum her gün tercihlerinin ve benliğinin biraz daha farkında olan bir çocuğum var. Öyle kendini yerden yere atan kafasını duvarlara vurmaya çalışan sinirlenince bana şiddet gösterecek derecede hiçbir zaman olmadı bu krizler. Yemekten, giyinmeye, uykudan, banyoya sürekli bir inatlaşma halindeydik Yiğit’cim banyo zamanı istemiyorum, Yiğit’cim uyku vakti daha uykum gelmedi yanıtlarını alıyordum.Ne dersem karşı çıkıyordu giyinmek istemiyorum yada  şuan oyun oynuyorum banyo yapmayacağım gibi karşılıklar alıyordum. Bu durumu hafif atlattığımızı düşünmeme rağmen öfkeleniyordum odakika pedagog arkadaşlarımı aradığımda oldu sonra bir dakika İlknur sen ne yapıyorsun karşındaki bir çocuk onunla savaşa girmeye gerek yok 2 yaş sendromu kaçınılmazsa en ufak hasarla atlatmamız gerekiyor dedim.  O sinirlendikçe ben sakinliğimi korumaya çalıştım. Hayır cevabı onu daha da öfkelendiriyordu bu kelimeyi en az şekilde kullanmaya gayret gösterdim daha olumlu konuşmalar yaptım.  Odasında oyun oynadığı için banyo yapmak istemiyor mu en sevdiği oyuncakları ile birlikte banyo yapabileceğini teklif ettim.Tam evden çıkarken pantolon krizi mi var iki tane pantolon çıkardım hangisini giymek istersin diye sordum hem onun tercihlerini önemsediğimi hem kendi tercihini kendi belirlediği için giyinmek istemiyorum inadından vazgeçti. Yemekte sorun çıkarınca pişirmeden önce iki seçenek sundum elbet birini seçerek yiyecek korkmayın. Sabah yumurta yemesi gerekiyor diyelim omlet mi yersin haşlanmış yumurta mı dediğimde birini illaki seçiyor. Eğer seçeneklerin ikisini de istemiyor olabilir bu durumda çok normal iki seçeneği de yanına koyarak uzaklaşıyorum daha ötesi olmayacağını anlayarak birini kabul ediyor yada ikisinden de kriz çıkmadan vazgeçiyor öğlen yemeğine kadar bekliyor. Odasını dağıtan çocuğa odanı topla demek yerine iş birliği yapmayı teklif ettim. Parka gitmek istiyor ama sağanak yağmur yağıyor bu sefer neden yağmur yağıyor diye ağlamaya başlıyor haydi bu sefer yağmur yağmazsa nasıl susuz kalacağımızı musluktan su gelmeyeceğini anlattığımda bir daha yağmur konusunda sorun yaşamadık mantıklı ve geçiştirmeden konuşunca bir süre sonra dinlemek yeni şeyler öğrenmek hoşuna gidiyor.Tabi her zaman seçenek sunacak bir durum olmuyor neden arabasının tekerleği yamulmuş başlıyor ağlamaya kriz anlarında onu odasına koyup sakince yanından uzaklaşıp derin derin nefesler aldım bir süre sonra etrafında onunla savaşan kimseyi göremeyince o da sakinleşiyordu. Sonrasında neden ağladığını ne istediğini benimle ağlamadan konuşursa daha kolay onu anlayacağımı her defasında anlattım.
Anneler en iyi kriz yöneticisidir kriz atlatıldığında çocuk sakinleştiğinde evin kuralları olduğunu hatırlatarak tekrar  konuşmalar yaptım. Olmaz demek yerine neden olamayacağını açıkladım uzun uzadıya anlatmak kafasını karıştırabiliyor yada aralarda öyle mantıklı çözümler geliyor ki bu yüzden kısa ve net cevaplarla açıklama yapıyorum.  Kolay bir süreç değil hatta ara ara artçıları olan ve uzun bir süreç .Karşımızdaki çocuklar artık çok zeki büyük insan gibi mantıklı mantıklı konuşunca bizimde kafamız karışıyor ama çocuk olduklarını unutmadan hem ebeveyn hem çocuk için en az hasarla atlatılması için gerekirse bir uzmandan yardım alınmasında fayda var.