Hesabı Siz Yapın; Sadece Anne Sütü İle Emzirme 6 Ay, Doğum İzni 4 Ay

WHO’ya göre (Dünya Sağlık Örgütü), bebekler ilk 6 ay sadece anne sütü ile beslenmeli. Amerikan Pediatri Derneği ise bebeğin en az 12 aya kadar anne sütü ile beslenmesi gerektiğini savunuyor. Yani altıncı aydan sonra geçtiğiniz katı gıdalar ana yemek olarak değil, anne sütünü destekleyecek ek öğünler olarak görülmeli…
Size havuz problemi gibi bir sorum var: İlk 6 ay anne sütü ile beslenmenin ve 2 seneye kadar emzirmenin ideal olduğu bir dünyada, 4 ay doğum iznine sahip Türk çalışan annesi ne yapsın?
a.İşe dönsün. Süt sağma odası varsa süt sağsın, yoksa hijyenik olmayan koşullarda tuvalette sütünü sağsın! Parası varsa kargoyla sütü eve yollasın ya da yanında buzluk taşısın.

b.İşe dönsün ve uzayan toplantılarda memelerinden süt akmasından rahatsız olduğu için emzirmeyi bıraksın.

c.Ücretli izninin üstüne ücretsiz izin eklemek için talepte bulunsun.

d.İşi bıraksın.

e.İşe dönsün. Kreş varsa bebeğini yanında taşısın ve istediği kadar emzirsin.

Hepiniz, “E” diyorsunuz değil mi? Ama bakalım gerçekler ne alemde…

Çalışan annelerin yüzde 42’si B şıkkını tercih ediyor ve emzirmeyi bırakıyor.

Çalışan annelerin yüzde 14’ü D şıkkını tercih ediyor ve bebeklerine yeterli ilgi ve bakımı gösteremedikleri gerekçesiyle ilk bin gün içinde işi bırakıyor. Yüzde 40’ı ise anne olduktan sonraki çeşitli bir zaman diliminde işi bırakıyor.

Çalışan annelerin bir kısmı C şıkkını tercih ediyor ve iş yerinde süt sağmamak için 16 haftalık ücretli doğum izninin devamında 15 hafta daha izin kullanmak istiyor. İş patronun insiyatifine kalıyor. Ayrıca ekonomik olarak mağdur oluyorlar.

E şıkkına gelince… Kreş olsa annelerin çoğu işe devam edecek…  Ama firmalar kreş açmak yerine küçük cezalar ödemeyi tercih ediyor.

Şirketlerin sadece yüzde 9’unda emzirme odası var.

A şıkkını seçmek zorunda kalan annelerin işi zor. Çünkü şirketlerin sadece yüzde 9’unda emzirme odası var. Danone Nutricia Türkiye ve Ortadoğu Bölge Başkanı Gamze Çuhadaroğlu diyor ki;
“Emzirme odası demek de yanlış. Süt sağım odası denmeli, çünkü emzirme odalarında kadınlar bebeklerini emzirmiyor. Süt sağıp depoluyorlar. Ancak şirketler ne yazık ki bu sütler için buzdolabı bile koymuyor.” Geri kalan yüzde 81 sütlerini karanlık ve hijyenden uzak tuvaletlerde sağıyor. Bir yandan ev ve iş arasında mekik dokuyup, iş stresiyle uğraşıp, bir yandan da bebeklerine süt sağmakta ve bu sütü eve yetiştirmekte zorlanıyorlar. Yanlarında buzluk ve pompa taşıyarak her gün bavulla işe gitmek zorunda kalmaları da çabası…

İlk bin gün beslenmesi çok önemli.

Geçtiğimiz günlerde gerçekleşen “İlk 1000 gün; Gebe ve Çocuk Beslenmesi Kongresi”nde de üstüne basa basa bahsedildi: Anne karnına düştüğü andan itibaren ilk 1000 gün, yaşına uygun beslenen çocuklar yetişkinliklerinde obezite, kalp damar sistemi hastalıkları, şeker hastalığı gibi kronik hastalıklar yaşamıyor. Bağışıklık sistemleri daha kuvvetli olduğu için, zatürre ishal gibi enfeksiyonlara çok daha az yakalanıyor. Sadece bedensel olarak değil, psikolojik olarak da daha sağlıklı oluyorlar. Okul hayatlarında da daha başarılı oluyor.

Zaten kongrede birçok bilinçlendirme kampanyası yapıldığı halde bebek beslenmesinin istenen seviyelerde olmadığı da gündeme geldi.

Danone Nutricia Medikal Direktörü Yalım Üner diyor ki; “Resmi otoritelerin verilerine göre, bebekler ilk 6 aylık dönemde halen süt çocuğu olduğu halde, anne sütü ihtiyacını ev yapımı yemeklerle ve henüz sindirim sistemine uygun olmayan besinlerle karşılıyor. Anneler sütlerinde azalma yaşadığında ne yapacaklarını bilemiyor.”

Sağlıklı nesiller yetiştirmemiz için, ilk bin gün beslenmesi çok önemli.

Öyleyse işleri havuz problemi gibi karmaşıklaştırmaya gerek yok. Bırakalım çalışan anneler bebeklerini hakkıyla besleyebilsinler.

(Kaynak : IPSOS Sosyal Araştırmalar Enstitüsü Çalışan Ebeveynlerin Bakım İhtiyaçları Araştırması) 

Tüm yazılar için buraya tıklayın.