Pratiğim. Pratiğim dediysem öyle her şey için pratik çözümü olan, yemeği fazla yaptıysa sıcakken kavanoza koyup ters çevirip dolapta daha sonra yenmek üzere saklayan pratik anne anlamında değil J Okul hayatı boyunca hep teorik okumuş ve gerçek hayatın hiç de öyle kitaplarda öğrendiklerimizi harfi harfine uygulayabileceğimiz türden olmadığını anlamış bir mühendis anne anlamında.

Söyler misin mesela okulda sana öğrettikleri sinüs kosinüsü hayatında kaç kere ya da nerelerde kullanabildin? Market kasasında ödeme yaparken? Bebek arabası fiyatlarını karşılaştırırken? Müşteri toplantısında? Gözüne eyeliner çekerken? Power point’te müşterinin gözünü boyamak için birbirinden alengirli sunumlar hazırlarken ve içinden “ah ulan, esas şunun dersini verseydiler de bu kadar saçma şeyler için böyle kıçımızdan terlemeseydik” diye hönkürdüğün zaman?

 

Hamileyken her karnı burnunda ve bir o kadar hevesli anne adayı gibi ben de bir ton kitap okudum (çünkü yeni nesil anne olmak bunu gerektiriyorJ ). Allahım neler bekliyordu beni. Yemek eğitiminden uyku eğitimine, bebeğini hangi memenden kaç dakika emzirdiğinden, çocuğun günde kaç defa kaka yaptığının hesabının tutulduğu not defterine kadar neler neler… Sanki her şeyin çetelesini tutmazsan ipler kopacak ve bir anda o kurduğun muhteşem düzen bozulacakmış gibi, sanki o küçük insan parçası uyku eğitimini almayıp birkaç ay daha annesinin yanında uyursa bir sabah ikisi de birer balkabağı olarak uyanacakmış gibi… Ya da bütün arkadaşları doğumgünü partisinde birer dilim pasta yerken, annesi tarafından ağzına meyve tıkıştırılan o çocuk pasta yerse anında tüm dişleri çürüyecek ve metabolizması anormal bir şekilde çökecekmiş gibi…

Yapma demiyorum, uygulama hiç demiyorum. Tabi ki de öğrendiğin ve sana mantıklı gelen ne varsa uygula. Ama bu kadar kitaba, kalıba bağlı kalma diyorum. Akışına bırak diyorum. Bi rahatla diyorum güzel annem, canım annem J

Mesela doya doya emzir! Hem bebeğin bu mucizeyle beslensin, hem ruhun bu geri getirilemeyen anların tadını çıkarsın. İliklerine kadar hisset anneliği. Ama mutluluğun en iyi süt arttırıcı olduğunu, sen mutlu oldukça sütünün de coşacağını unutma. “Pekmez yersen daha bi kanlı olursun (ne demekse artık)”, “helva yersen şu kadar sütün artar”, “karbonhidrat sütün dostudur” gibi önerileri dinle, ama uygulamak zorunda olmadığını ve bunların kesinlikle bilimselliği kanıtlanmamış birer öneri olduğunu bil. Sütüm artacak diye diye değirmen tekerine dönmüş ne analar gördüm ben hey gidi J

Olur ya, sütün azdır ya da bir sebeple bebeğin emmek istemiyordur. İlle de anne sütü içecek, tövbe mama vermem deme! Ben sana bir örnek vereyim, sen de neden mama konusunda bu kadar katı olduğunu sorgula mesela o sırada J

 

Sezeryan doğumla bebeğimi kucağıma aldım ben ve maalesef ki hemşirenin eksik bilgilendirmesi sonucu bebeğim memeyi yanlış tuttu. O minicik masum dediğimiz bebek, aylardır aç bir şekilde içerde bekliyormuşcasına bir anda piranaya dönüştü ve adeta iki göğsümü de parçaladı. Zaten çoğu taze annenin yaşadığı emzirme acısına, bir de yaralarımın acısı eklenmişti. Aman ne kadar da hevesimi alıyordum bebeğimi emzirirken! Ağlayarak ve tabi ki duvarları tekmeleyerek emzirdiğim zamanlar dışında, aman sütüm kesilmesin diye biraz da sağıyordum pompayla. Çünkü yeteri kadar canım yanmıyordu ve biraz da süt sağarken ağlamam gerekiyordu. Espri yapmıyorum, tam 1 ay boyunca ağlayarak emzirdim bebeğimi, gece-gündüz, evde-dışarda. Ama çok canımın yandığı ya da sütümün yetersiz olduğunu hissettiğim zamanlarda da anne sütüne en yakın devam sütünü verdim bebeğime. Pratiğim dediysem, asla kolaya kaçmadım. “Aman ne acı çekecem, günde iki üç biberon mama versem karnı tokmak gibi olur” demedim. Ama mecbur kaldığım durumlarda da tabiki içeriği en zengin ve besleyici devam sütüyle takviye yaptım. 7 ay anne sütü aldı kızım ve sonra kendi özgür iradesiyle (valla öyle oldu!) bir anda emmeyi bıraktı. Zaten bilirsiniz, bebek emmeyi bıraktıktan kısa bir süre sonra da annenin sütü çekilir. Ne kadar pompayla sağarsan sağ, o küçük insanın emiş gücüyle örtüşemez. Benim de aynen öyle oldu.

 

 

Bebeklerin anne sütünü erken bırakmasının ve devam sütü içmesinin bebeklerde kabız, beslenme bozukluğu, bağışıklık sisteminde zayıflık hatta zeka geriliği gibi sonuçlar doğuracağı söylenir ve ben de her duyduğumda gülerimJ Kızım şu an 22 aylık ve dönüşümlü olarak inek sütünün yanında devam sütü de içiyor. Bağışıklık sistemi güçlü, düzenli yemek yiyen ve tuvaletini yapan, sağlıklı, mutlu ve benim diye söylemiyorum ama zehir gibi bir çocuk J

Bilinenlerin aksine, bebeklerin bağırsak florasını düzenleyen, düzenli olarak tuvaletini yapmasını sağlayan, en azından ilk etapta ek gıda ile veremeyeceğimiz birçok vitamini, proteini ve demiri içeriğinde barındıran bir takviyedir o “tü kaka” denilen ve hep mesafeli durulan devam sütü.

Neden bunu anlattım? Çünkü içi boş hurafelere ya da sadece kitapta öyle yazıyor diye körü körüne bir şeylere inanarak belki de çok hayati şeyleri es geçiyor olabiliriz.

Neden anlattım? Çünkü sütü az olmasına rağmen bebeğine mama vermemekte direnen ve bebeğinin açlıktan günlerce ağlamasına göz yuman anneler görüyorum.

Neden anlattım? Minicik bedeni henüz katı gıdaları sindirebilecek kadar gelişmemiş olmasına rağmen, anneleri tarafından 3-4 aylıkken ek gıdayla beslenmeye başlayan bebekler görüyorum. Çünkü mama kabız yapabilir, ama haşlanmış brokoli ya da kabak yerse aşırı sağlıklı bir birey olacağı kesin!

 

“İki yaşına kadar emzir” diyen de olacak, “ilk altı aydan sonra emzirmek keyif kahvesi içirmek gibidir” diyen de olacak, “Üçüncü aydan itibaren ek gıdaya başlayabilir. Bizim zamanımızda böyle asortik doktorlar yoktu her şeye karışan. Biz çocuğumuzu doktora bile götürmezdik yatak döşek hasta olmadığı sürece. Şimdiki anneler bi acaip, ver yemeği ağzına, yiyebildiği kadar yesin işte, neyini düşünüyon” diyen de olacak. Anneanne ayrı bir şey diyecek, babaanne tam tersini iddia edecek. Sen hep iki arada bir derede, acaba yanlış bir şey yapar mıyım tedirginliğiyle ne anneliğini doya doya yaşayacaksın, ne bebeğinin o en leziz zamanlarından keyif alacaksın, ne de kadınlığını yaşayacaksın.

Sen aslında mucizenin ta kendisisin. Annesin. Kadınsın. Besleyensin. Büyütensin. Bebeği için neyin en doğru olduğunu bilen ve koşullar ne olursa olsun her zaman en iyisini yapacak olansın!

O tatlı heyecanlarını da, hevesini de, her daim yeni şeyler öğrenmeye açık yaradılışını da severim!

Dipnot: Gören de 5 tane çocuk büyütmüş, 8 tane de torunu var sanır. Öyle bir çok bilmişlik, öyle bir “amaaaaan ben çoktan unumu eledim, eleğimi astım”cılık 🙂