Sık Sorulan Sorular

1) İştahsız bebekler için öneriler nelerdir?
Bebekler ilk 4 ay çok hızlı büyürler, 4. aydan sonra büyüme yavaşlar ve beslenme araları açılır, bu yavaşlama ‘iştahsızlık’ olarak algılanmamalıdır. Bebeğin persentiller içinde olması yeterli geliştiğinin en önemli kanıtıdır. İştahsız bebeğinizin beslenmesinde şunlara dikkat etmeniz gerekir: Bebekler yeni bir gıda denerken isteksiz olabilirler. Bunu iştahsızlık olarak algılamamalı, bu yeni gıdayı bebeğinize 3 gün arka arkaya denemeli, almıyorsa 2 hafta ara verip tekrar 3 gün arka arkaya denemelisiniz. 6-7 aydan sonra bebekler diş çıkarma dönemine girerler. Bu nedenle de iştahsız olabilirler, verdiğiniz besinleri reddedebilir, ağzında tutabilir geri itebilir ve yutmayabilirler. Diş çıkarma döneminde bebeği ağırlıklı olarak emzirmek veya anne sütü yetersizse bebek devam sütü alıyorsa biberonla beslemek ve kaşık yerine parmağımızla yedirmeye çalışmak yararlı olabilir. Öğün aralarında meyve suyu vermemelisiniz. Unutmayın ki; küçük mide kapasitesine sahip olan bebekler 100 ml. meyve suyu ile kendilerini tok hissedip yemek yememe eğiliminde olabilirler. Zorla yedirmeye çalışmak kesinlikle doğru değildir. Özellikle ek gıdalara yeni geçiş döneminde veya bebeğin diğer dönemlerinde görülen yemeyi reddetme durumlarında bebeğe zorla yedirmeye çalışmak, bebeğin aldığı miktarlarla yetinmeyip daha büyük porsiyonlar vermek iştahsızlığın daha da artmasına yol açar.Ayrıca eğer zorlarsanız psikolojik olarak bebeğinizin iştahsızlığı normalinden daha uzun sürebilir. Zorladığınız taktirde bebeğiniz kusabilir ve kusmayı alışkanlık haline getirebilir. Kararlı ve sabırlı olmalısınız. Bebek büyüdükçe sık beslemeye çalışmak ve ısrarcı olmak da iştahsızlığı arttırabilir.
Genellikle sabah çok kalorili verilen kahvaltılar bebeği çok tok tutmakta ve gün içindeki beslenme düzenini olumsuz etkilemektedir. Bebeğe şekerli yiyecekler, abur cubur ve fazla meyve suyu vermekte bebeğin iştahını kapatabilmektedir.
Demir eksikliğinin de iştahsızlığa neden olacağını unutmayın. O yüzden ek besin döneminin doyumluk değil tadımlık besinlerle tanışma olduğunu unutmayın.
2) İlk 6 ay anne sütünün yeterli olduğu nasıl anlaşılır?
Bebeğiniz günde 6-8 kez idrar yapıyorsa, ilk 6 ay boyunca ağırlığı en az 500g ya da haftada 150-200g artıyorsa annenin sütü yeterlidir. Bebeğin yeterince kilo almadığı düşünülüyorsa asla ve asla ilk 6 ayda katı gıda verilmemelidir. Hemen bir hekim desteği alınmalıdır. İlk 6 ayda anne sütü yetersizliği var ise en doğru alternatif bebek için uygun olan bebek sütleridir.
3) Bebeklerin mide kapasitesi nasıl gelişmektedir ?
Bebekler doğumda yaklaşık 30 cc (2 yemek kaşığı) mide ile dünyaya gelirler. Bebeğinizi emzirirken bunu unutmayın. 6. Ayda bu oran 180 cc’ye ulaşır yani 1 çay fincanı kadar olur. O yüzden 6. Aydan sonra da süt öğünü ve ek besin oranı çok çok önemlidir. Bebeklerin küçük mide kapasitesinin verimli kullanılması gerektiği unutulmamalıdır. 6-8 aylık bebeğin temel besin kaynağı hala anne sütüdür. Bunun yanında 2 kez 1’er çay bardağını geçmeyecek şekilde ek besin verilmelidir. Burada benim gözlemlerimde annelerde yapılan en büyük hata, ilk 6 ayda değerini ve kıymetini çok iyi bildikleri anne sütünü bir anda ek besinle değiştiriyorlar ve bebeğin süt öğününü önemsemiyorlar. Oysaki bebek hala bu dönemde anne sütü veya yetersiz ise devam sütünden alacağı fonksiyonel bileşenlerle sindirim sistemi, bağırsak flora gelişimine devam ediyor olacak. Lütfen ek gıdaya başlasanız bile günde 500 ml anne sütü veya devam sütü vermeyi unutmayın. Prebiyotik ve fermantasyon teknolojisi ile geliştirilmiş devam sütleri bu süreçteki sindirim sistemi ve bağırsak flora gelişimini desteklemeye devam eder.
4) Mamalar doğal mıdır ? Bu Kadar Uzun Süre Nasıl Dayanıyor?
Öncelikle söylemeliyiz ki bebek mamalarının hepsi bebeklerin artan besin ihtiyaçlarına göre hazırlanmıştır. Tamamıyla bazları doğadan gelen inek sütüdür. Ancak bu noktada amaç, inek sütünde bebeğin böbreklerini yoracak şekilde yüksek olan protein miktarı düşürülüp, bebek için eksik olan demir ve diğer fonksiyonel bileşenler eklenmektedir ve tüm bu işlemler el deymeden, ve her bölümü kontrolden geçerek yapılmaktadır. Bu sayede hiçbir bakteri vs giremiyor, sonuç olarak koruyucu katkı maddesi de eklenmiyor. Sonrasında aynı ev tarhanasında olduğu gibi kurutma işlemi gerçekleştiriliyor . Toz formda olan tüm ürünler bu şekilde kurutularak üretilmektedir. Bu sayede özel hijyenik ambalajlarında son kullanma tarihine kadar tazeliğini korumaktadır.
5) Fermente bebek mamasının faydaları nelerdir?
Anne sütü şüphesiz bebekler için en değerli besin. 2 yaşına kadar da mümkünse devam edilmelidir. Anne sütü yetersizliğinde bebeğin süt öğününe çok dikkat etmeliyiz. Biz normalde de erişkinler olarak süt tüketen bir toplum değiliz. 6.aydan sonra da bebeklerin süt öğününü unutup direk bütün beslenme kaynaklarını ek besine kaydırabiliyoruz. Oysaki halen 500 ml süt vermeye devam edilmelidir. Burada da kullanılacak mamadaki fonksiyonel bileşenlere dikkat etmek önemlidir. Prebiyotikler şüphesiz anne sütünün ana bileşenlerindendir ve şu anda piyasada bulunan bazı bebek mamalarında mevcut. Bebeğe verilen mamada olmasını istediğimiz bir bileşendir. Fermantasyon teknolojisi ile üretilmiş yeni nesil bebek ürününü ben de inceledim. Yoğurtta bulanan dost bakterilerin yararını artık hemen hemen herkes biliyor. Anne sütünde de yararlı bakteriler bulunuyor. Bu üründe yoğurt yapımında kullanılan ve anne sütünde bulunan bu 2 tür dost bakteri normal mamaya eklenerek sayesinde fermente ediliyor. Bu sayede hem protein hem de sütün ana bileşeni olan laktoz kolay sindirilebilir hale geliyor. Bebekler için besinlerin sindirimi ve emilimi kolaylaşıyor. Sindirimi kolaylaşan bebek, herşeyden önce mutlu oluyor, dış dünyaya açılıyor, kolayca gelişiyor.
6) 12.aydan sonraki bebek beslenmesi için öneriler nelerdir ?
Bebek her istedikçe emzirilmeye devam edilmelidir. Günde en az 500 ml (2 bardak) ilk seçenek olarak anne sütü veya devam sütü verilmelidir. Bu dönemde bebek ailesiyle birlikte beslenmeye alıştırılır.
7) ilk aylarda gaz ve sindirim sistemi şikayetleri nelerdir ?
Bebeklerin sindirim sistemi geç geliştiği için ilk aylarda gaz ve kabızlık gibi sindirim sorunları ile sıkça karşılaşabilirler. Gazlı bebekler için aşağıdaki öneriler işe yarayacaktır.
– Bebeği aşırı sıcak veya soğuk ortamlarda bulundurmamaya özen göstermek gerekir
– Bebek sadece anne sütü ile besleniyorsa anne, beslenmesine dikkat etmeli gaz yapacak gıdaları tüketmemelidir. Bakliyatlar, bulgur pilavı, çiğ soğan-sarımsak, kavun, portakal, mandalina gibi turunçgiller, karnabahar, pırasa, lahana, turp gibi sebzeler gaz yapabilir.
– Her beslenmeden sonra bebeğinizin gazını çıkartmalısınız.
– Bebeğin karnına ılık yağ ile masaj yapabilirsiniz.
– Eğer bebeğinize devam süt kullanıyorsanız doktorunuza danışarak gazlı bebeğinize özel olarak üretilmiş devam sütlerini tercih edebilirsiniz. Fermente olan konfor mamaları yine burda bebeği rahatlatmada etkin olabilir.
– Bebek sadece mama ile besleniyorsa, biberonla beslenmesi sırasında hava yutuyor olabilir, biberon akış hızı çok yavaş veya çok hızlı olabilir.
– Çok ağladığı zaman dilimlerinde fön makinasını ya da elektrik süpürgesinin sesini uzak bir yerden 5 dk kadar dinleterek rahatlamasını sağlayabilirsiniz.
8) İshal olan bebeğin beslenmesinde nelere dikkat etmek gerekmektedir?
Bebeğinizin dışkısının sulu olması durumunda yapılacak ilk yapılacak şey, bol bol sıvı tüketmesini sağlamaktır. Bu ishali durdurmak için değil, kaybolan suyu yerine koymak içindir. İshal döneminde bebeğinizi az az ve sık besleyin. Anne sütü veriyorsanız, bebeğinizi emzirmeye devam edin. Anne sütü yetersiz ise, doktor kontrolünde ishal için uygun LF mamalarından kullanabilirsiniz.
9) Beyin gelişiminde en kritik dönem ne zamandır?
Çocukların beyin gelişiminin %80’i 3 yaşına kadar tamamlanır. Çocuğunuzun sağlıklı gelişimi için 1 yaş sonrası beslenmesi de önemlidir. En az 1 yaşına kadar inek sütü kullanılmamalıdır.
10) Aile Sofrasına Geçişi Kolaylaştırmak İçin Ne Yapmalıyız ? öneriler nelerdir ?
Bebeğinize sebze ve meyve verdiğinizde kesinlikle robot veya blendırdan geçirmemelisiniz. Çatalla ezerek püre haline getirmek en doğru yöntemdir.

Bazı bebekler pütürlü besinlere geç alışabilir. 8. ay itibariyle bebek pütürlü gıdaları yedirmeyi deneyebilirsiniz ancak bu dönem 2 yaşına kadar uzayabilir, bu konuda çok fazla endişelenmemeye özen gösterin. Öncelikle yoğun kıvamlı besinleri deneyip daha sonra pütürlü besinleri deneyebilirsiniz.

11) ilk 1 yıldaki bebeklerin beslenmesi için dikkat edilmesi gereken noktalar nelerdir ?
İlk 6 ay sadece anne sütü verilmelidir.

Katı gıdalarla birlikte ilk 2 yıl anne sütüne devam edilmelidir.

Anne sütü yetmediği durumlarda 6.aydan sonra bebeğe 500 ml devam sütü verilmelidir.

Katı gıdalar; 6-8 aylık bebekte 2 öğün, 9-11 aylık bebekte 3 öğün olmalıdır, 12−24 aylık bebekte 1-2 ara öğün daha eklenebilir.

Tamamlayıcı beslenmeye tek çeşit ile başlanmalı, her yeni gıda en az 2-3 gün aralıklarla eklenmelidir.

Katı gıdalara şeker ve tuz ilave edilmemelidir.

Yağ ve kolesterol kısıtlaması yapılmasına gerek yoktur.

12) Erken dönem beslenmesinde bizi nasıl riskler bekler ?
Enfeksiyonlar, alerjik ve metabolik hastalıkların riskinde artış

Demir eksikliği anemisi

Boy kısalığı

Mental performans düşüklüğü

Obezite

13) Hamilelik döneminde saç boyatmanın zararlı bir tarafı varmıdır ?
Eldeki verilere göre aslında hamilelik boyunca saç boyama yapılması sakınca doğurabilir. Çünkü saç boyalarında zararlı kimyasal maddeler bulunur. Bu kimyasal maddeler deriye nüfuz ederek annedeki kan miktarının azalmasına yol açabilir. Bu risk özellikle gebeliğin ilk 3 ayında fazladır.Anne adayları özellikle bu ilk 3 ayda saçlarını boyatmamalıdırlar. Gebeliğin ilk 3 ayından sonra anne adayı saçlarını boyatmak isterse bitkisel içerikli boyaları tercih etmeli ve saç derisine nüfuz etmeyecek şekilde bunu uygulamalıdırlar.
14) Bebeğin cinsiyetini ne zaman belli olur ?
Bebeğinizin cinsiyeti ultrason aracılığı ile en erken 13. hafta civarında belli olsa da, bu her zaman için mümkün olmaz. Genel olarak 14. Hafta ile 15. haftalarda daha bir netlik kazanır. 20. haftaya gelindiği zaman ise cinsiyet tam bir şekilde değerlendirilebilir
15)Bebeğin cinsiyetini ne belirler ?
Kadının genetik yapısı 46XX şeklindedir ve tüm hücrelerinde x kromozomu vardır. Erkeklerin genetik yapısı ise 46XY ’dir. Dolayısıyla bazı sperm hücrelerinde x bazılarında ise y kromozomu vardır. Y kromozomu taşıyan bir sperm yumurtayı döllerse erkek bebek, x kromozomu taşıyan bir sperm yumurtayı döllerse kız bebek oluyor. Dolayısıyla doğacak bebeğin cinsiyetini kadın değil, erkek belirliyor.
16)Yaş ilerledikçe gebe kalmanın zararlı bir tarafı var mıdır ?
Yapılan araştırmalara göre ileri yaş dönemlerinde özellikle 35 yaşından sonra olan gebeliklerden sonra doğacak bebeklerin genetik bazı hastalıklarla (down sendromu gibi ) doğabileceklerine dair bazı bilgiler mevcuttur .Yani doğacak bebeğin genetik olarak bazı hastalıkları taşıma ihtimali annenin yaşı ilerledikçe artmaktadır. Ayrıca kadının yaşı ilerledikçe yumurtlama işlevi azalır bundan dolayı gebe kalma şansıda azalmış olur. Diğer taraftan yaş ilerledikçe insanlarda birtakım rahatsızlıkları görülme ihtimalide artmaktadır. Tansiyon, kalp rahatsızlığı ve şeker hastalığı bu rahatsızlıklar arasında sayılabilir. Dolayısıyla bu durumdaki bir annenin gebelik sürecide sorunlu geçebilecektir. Bu tür annelerin bebekleri de sorunlu doğabilir. Tüm bu nedenlerden dolayı barındırdığı riskleri düşündüğümüzde annelerin mümkün olduğunca erken yaşlarda çocuk sahibi olmaları önerilmektedir.
17)Anne sütünü artırmak için neler yapılmalıdır?
Anne sütünü ve kalitesini arttırmak için şunlar yapılmalıdır;

Günde en az 3-3,5 litre sıvı tüketmelidir.

Gebelik sonrası özellikle ilk 6 ay anne zayıflama diyeti yapmamalı, yeterli ve dengeli beslenmelidir.

Kaliteli karbonhidrat(tam tahıl ekmeği, makarna,meyve,pilav vb.) tüketimi yapılmalıdır.

Rezene tohumunun ve rezene çayının süt üretimini arttırdığı bilimsel olarak da kanıtlanmıştır.

Günde 5-7 porsiyon taze sebze ve meyve mutlaka tüketilmelidir.

Salam, sosis, sucuk, jambon gibi katkı maddesi içeren baharat ve tuz yoğunluğu fazla olan bu tarz besinler, konserve gıdalardan uzak durulmalıdır
Proteinli gıdalar ihmal edilmemelidir (et, tavuk, balık ,yumurta ,kurubaklagiller.).
Kalsiyum yönünden zengin olan süt, yoğurt, peynir her gün mutlaka tüketilmelidir.

18)İnek sütü alerjisi nedir? Emziren anne ne yapmalıdır?
İnek sütünde bulunan proteinlere karşı ortaya çıkan anormal tepkilere süt alerjisi adı verilir. Süt çocuklarda alerjiye yol açan besinler içinde ilk sırada yer alır. İnek sütü alerjisinin belirtileri; bulantı, kusma, kramp şeklinde karın ağrıları, ishal, karında şişkinlik ve gaz şeklindedir. Deride ortaya çıkan belirtiler kurdeşen şeklindedir. Bazen yüzde ve göz kapaklarında şişme görülebilir.
İnek sütü alerjisinde tedavinin temel prensibi inek sütünün ve sütten üretilen tüm besinlerin diyetten tamamen çıkarılmasından ibarettir.. İnek sütü alerjisi tespit edilen çocuklarda anne sütünün kesilmesi icap etmez. Anne bebeğini emzirmeye devam etmelidir. Annenin, inek sütü ve bundan üretilen besinleri yememesi yeterli olacaktır.
19)İnek sütü alerjisi nedir? Emziren anne ne yapmalıdır?
İnek sütünde bulunan proteinlere karşı ortaya çıkan anormal tepkilere süt alerjisi adı verilir. Süt çocuklarda alerjiye yol açan besinler içinde ilk sırada yer alır. İnek sütü alerjisinin belirtileri; bulantı, kusma, kramp şeklinde karın ağrıları, ishal, karında şişkinlik ve gaz şeklindedir. Deride ortaya çıkan belirtiler kurdeşen şeklindedir. Bazen yüzde ve göz kapaklarında şişme görülebilir.
İnek sütü alerjisinde tedavinin temel prensibi inek sütünün ve sütten üretilen tüm besinlerin diyetten tamamen çıkarılmasından ibarettir.. İnek sütü alerjisi tespit edilen çocuklarda anne sütünün kesilmesi icap etmez. Anne bebeğini emzirmeye devam etmelidir. Annenin, inek sütü ve bundan üretilen besinleri yememesi yeterli olacaktır.
20)İnek sütü alerjisi teşhisi nasıl konur ?
İnek sütünün kesilmesiyle belirtilerin(bulantı, kusma, kramp şeklinde karın ağrıları, ishal, karında şişkinlik ve gaz) kaybolması ve süte tekrar başlanmasıyla belirtilerin tekrar ortaya çıkması çok tipiktir. Kesin teşhis alerjik deri testi ile veya kanda süte karşı oluşan özel Ig E sınıfı antikorların ölçülmesiyle konur.
21)Mastit nedir ?Neden olur ?Ne yapılmalıdır?Önlemek mümkünmüdür ?
Meme dokusunun ciltle birlikte oluşturduğu enfeksiyona mastit denir.
Mastitin oluşmasında birtakım faktörler vardır. Bunlardan en önemlisi memenin içindeki süt kanallarındaki genişlemedir. Bu genişleme sonucu kanallar tıkanır ve stafilokok gibi mikroorganizmalarla enfekte olarak mastit gelişir. Mastitin diğer önemli bir sebebi de emziren kadınlarda meme çatlaklarının oluşmasıyla içeri sızan bakterilerdir.
Mastit durumunda memeye ılık pansuman yapılmalı ve bebeğe zarar vermeyecek anne sütüne en az gecen antibiyotik tedavisi uygulanmalıdır.
Mastitin oluşumunu engellemek için şu önerilere uyulmalıdır;
Bebeğini emziren anneler her emzirmeden sonra memesini beyaz sabunla iyice silmeli ve durulamalıdır.
Renkli sabunlar kullanılmamalıdır.
Memeyi tahriş eden kumaşlar giyilmemelidir.
Memeyi rahatlatacak uygun sutyenler kullanılmalıdır.
22)Kolostrum nedir ?Neden sütüm az?Neden sütüm sarı?
Ağız sütü olarak da bilinen kolostrum, kan ve enfeksiyon barındırmayan ,doğumdan hemen sonra (genellikle ilk 6 saatte) süt bezleri tarafından üretilen ,antikorlar ,vitaminler ve mineral yönünden zengin yoğun kremamsı bir sıvıdır. Rengi koyu sarıdan kahverengiye kadar değişeblir. Anne sütünün rengi ve kıvamı bebeğin haftasına göre değişim gösterebilir endişelenmemek gerekir.
Anne sütünün az olmasında neden olan faktörler şöyle sıralanabilir;
Bebeğe gerekmeden ve zamanından önce ek mamalara, suya veya meyve suyuna başlamak küçük olan midenin hemen dolmasına sebep olmakta ve bebeğin emme isteğini azaltmaktadır. unutulmamalıdır ki emzirmek anne sütünü arttıran en önemli etkendir.
Emzikler bebekte emme ile ilgili kafa karışıklığı yaratabilir. Bazen bebekler sadece psikolojik olarak kendilerini tatmin etmek için emerler. Bebeğiniz bu duyguyu yapay emziklerle giderirse anne sütünü emmeyi azaltır.
Bebeğinizi biberona alıştırırsanız bebeğiniz göğsünüzden emme konusunda zorlanır ve bir süre sonra vazgeçebilir.Bu durum annede anne sütü azaldımı endişesi yaratabilir.
Anne sütünü artırmanın en etkili yöntemi bebeği sık sık (yaklaşık 2 saatte bir ) emzirmektir .
Emzirmemek beyne süt üretimi yönünden uyarıcı sinyallerin gitmemesine neden olup anne sütü üretimini azaltabilir.
23)İlk göz kontrolü ne zaman olmalıdır ve sıklığı nasıldır ?
Çocuklarda ilk göz muayenesi, hiçbir şikayet olmasa bile doğumdan hemen sonra çocuk hekimi tarafından yapılmalıdır. Bu muayenede özellikle göz bebeğinden ışık yansımasına bakılır. Problem varsa göz hekimine yönlendirilir
Doğumdan sonra, 6 ve 18. aylarda göz muayenesi göz hekimi tarafından tekrarlanmalıdır Ayrıca bu dönemde ebeveynler gözlerde kayma, gözleri kırpıştırma, göz kapaklarında düşüklük , gözlerini kısma, ovuşturma gibi normal dışı durumlardan şüphelenirlerse daha erken aylarda göz doktoruna başvurmalıdırlar.
Gözler tamamen normal görünse dahi 3 yaşında göz muayenesi tekrar göz doktoru tarafından yapılmaldır. Genellikle tek gözde bulunan göz tembelliği, muayene edilmedikçe gözden kaçabilir. Daha sonraki göz muayeneleri 5 yaşında ve okula başlamadan önce tekrarlanmalıdır.Gözle ilgili problemi olmayanlarda yılda bir, gözlük ihtiyacı olanlarda ise altı ayda bir rutin kontroller önerilmektedir.
24)İlk diş kontrolü ne zaman yapılmalıdır ? Flor uygulaması kötümüdür ?Diş fırçalama nasıl öğretilir?
Ağız ve diş sağlığı için çocukların 6 aylıkken diş hekimi ile tanıştırılması gerekmektedir. Çocuğunuzun bundan sonraki kalıcı dişlerinin sağlıklı olabilmesi için ilk diş muayenesi önemlidir.
Flor uygulaması ,dişin diş mine tabakasını güçlendirerek çürük oluşumunu engeller hatta mevcut çürüğün ilerlemesini yavaşlatır ve durdurur.
Çocuk 6-8 aylıkken, (yani ilk dişler ağızda göründüğünde)diş temizleme işlemi başlamalıdır. Sabah kahvaltısı sonrası ve gece yatmadan önce dişleri (en azından çiğneme yüzeylerini) temiz bir tülbent ya da gazlı bezi ıslatarak silmek, temizlemek yerinde olur. Diş fırçası kullanımına ise çocuğun arka dişlerinin çıkmasından sonra (ortalama 2,5 – 3 yaşında ) başlanması uygundur
çocuklarınıza diş fırçalama alışkanlığı kazandırılması için bazı önemli tavsiyelerde bulunulabilir bunlar;
Dişlerini fırçalarken ayrı bir diş fırçası ile siz de kendi dişlerinizi fırçalayın,
Ona birkaç tane diş fırçası alın. Bu fırçalar farklı renkte ve değişik çizgi roman kahramanlarının olduğu fırçalar olsun. Her seferinde başka bir fırça seçmesini sağlayın. Bu seçim onun diş fırçalama isteğini ve motivasyonunu arttıracaktır.
Evde mutlaka diş fırçalama panosu oluşturun ve her fırçalamadan sonra pano üzerinde işaretleme yapın.
Önce kendisinin dişlerini fırçalamasına izin verin sonra siz onun, o da sizin dişlerinizi fırçalasın.
Banyoya bir kum saati yerleştirin ve her fırçalamada kum saatini ters çevirerek zaman tutun. Yaklaşık 2 dakikalık diş fırçalama yeterli olacaktır.
Unutmayın ki bebeğiniz veya çocuğunuzun diş çürüğü hakkında hiçbir bilgisi yoktur. Ona yapışkan özelliği olan şeker, çikolata veya bisküvi yedirin ve aynada dişlerin üzerine nasıl yapıştığını gösterin. Daha sonra dişlerini fırçalatın ve dişlerinin ne kadar güzel, temiz ve beyaz olduğunu ona aynada gösterin.
25)Nasıl emzirilir ? Farklı emzirme teknikleri nelerdir?
Bebeğiniz için uygulayabileceğiniz emzirme tekniği çok çeşitlidir. Yaygın olarak kullanılan 4 teknik vardır. Bebeğinizi emzirme tekniğinizin nasıl olduğu hem siz hem de bebeğiniz için çok önemlidir. Sizin için önemlidir çünkü oturuyor ya da yatar pozisyonda olma durumunuza göre sizi en az yoracak tekniği seçmelisiniz.
Bu teknikler şunlardır;
Kucaklama Tekniği; Bir sandalye, koltuk yada yatağın kenarına oturunuz. Dizinizin üstüne, mümkünse; bir yastık koyup, bebeğinizin baş tarafı kolunuzun iç dirsek kısmına gelecek şekilde ve yüzü memenize doğru olacak şekilde bebeğinizi kucaklayınız. Diğer elinizi ise meme başınızı bebeğinizin ağzına yerleştirmek için kullanınız. Bebeğinizin leğen kemiği hizası sizin mide hizanızda, burnu sizin meme hizanızda olmalıdır. Bu teknik daha çok normal zamanında normal doğum yapan anneler için uygun bir tekniktir. Sezaryenle doğum yapan anneler kucaklama pozisyonunda bebeğin ağırlığı annenin ameliyat yerine baskı uyguladığından dolayı, bu tekniği ameliyat ağrıları azalana kadar kullanmaktan kaçınabilirler
Ters Kucaklama Tekniği; Bu tekniğin “kucaklama”dan farkı; bu teknikde bebeğiniz yön olarak aynı pozisyonda olmasına karşın, siz onu kucaklamak için diğer kolunuzu kullanıyor olmanızdır. Bir başka ifadeyle; bu kez bebeğiniz başı sizin iç dirseğinize değil, diğer elinizin avuç içine doğru yaslanmıştır. Yani; kollar yer değiştirmiştir. Bu teknik daha küçük bebekler ve emme güçlüğü çeken bebeklerde daha çok işe yarayabilir
Koltukaltı Tekniği ; Adında anlaşılacağı üzere bu teknikda bebeğinizi koltuğunuzun altında basen seviyenizin biraz yukarı seviyesinde tutarsınız. Yine bebeğinizin altına bir yastık koymak işinizi kolaylaştıracaktır. Bu emzirme tekniği sezaryanla doğum yapmış annneler için uygundur. Zira, bebek bu teknik de ameliyat yerine bir baskı uygulamaz
Yatarak Emzirme Tekniği ;Yatarak emzirme pozisyonunu uygulayacaksanız, eşinizden sırtınıza destek olmak üzere yastık koymasını isteyiniz. Bir yastık baş altınıza bir yastık da sırtınıza gelecek ve sizi arkadan destekleyecek şekilde yerleştirebilirsiniz. Amaç sizi konforlu bir şekilde, yormadan kısmen ya da tamamen yan yatar durumda tutabilmektir. Bebeğiniz de size dönük olmak üzere yan yatar pozisyonda olmalıdır. Başına, hangisi (sağ ya da sol) ile daha rahat edebiliyorsanız bir elinizin iç kısmıyla destek olunuz. Bu emzirme tekniği de sezaryen sonrasında ameliyat bölgesine baskı olmasına engel olan bir teknikdir

Kaç saatte bir emzirmeliyim ?Emzirme rutininin saat olarak karşılığı var mıdır ?
Yenidoğan döneminde bebek her istediğinde emzirilmelidir. İlk günlerde bu 2 saatte bir gibi sık aralarla olabilir. Daha sonra süt yeterli olduğunda, bol süt gelmeye başladığında bu süre 3 saate çıkabilir

26)Bebeklerde burun tıkanıklığı nasıl giderilir?
Bebeklerin burnu kolay kurur ve tıkanır, üstüne üstlük biz erişkinler gibi sümkürme, yani burun içinde pozitif basınç oluşturarak burun salgılarını dışarıya atma gibi yetenekleri yoktur. Bebeğin serum fizyolojik dediğimiz tuzlu sular veya deniz suyu diye tabir ettiğimiz damlalarla günde 3-5 kez burnunun nemlendirilmesi, özellikle bu işlemin emme ve uyku saati öncesi yapılması bebeğin daha rahat emmesine ve daha huzurla uyumasına yardımcı olacaktır. Bunun yanı sıra tıbbi firmalar tarafından geliştirilen burun aspiratörlerininde oldukça yararı vardır.
27)Çocuğumun uyurken kafası çok terliyor?
Bebeklerin metabolizmaları ergin bir insana göre çok daha hızlıdır. Bu hareketliliğe bağlı olarak terleme meydana gelebilir. Bunun iyi teşhis edilmesi gerekir. Bunun dışında bazı vitamin eksiklikleri özellikle de C ve D vitamini eksikliklerine bağlı bebeklerde baş terlemesi görülebilir. “Raşitizm” adı verilen çocuk çağı hastalığı D vitamini eksikliğine neden olur. D vitamininden yoksun kalan çocukta baş terlemesi görülebilir. Bu sebeple bebeğe doktorunuzun önereceği D vitamini takviyeleri kullanılabilir.
28)Gebelikte diş tedavisi yapılabilir mi ?
Hamileliğin ilk üç ayı bebeğin organ gelişim evresi olduğu için ilk üç ayda etkili diş tedavisinden kaçınılmalıdır. Tedaviler ikinci üç aya ertelenmelidir.
Diş ya da diş eti iltihabı gibi acil durumlarda, var olan enfeksiyonun bebeğin gelişimini diş tedavisinin olumsuzluklarından daha fazla etkileyebileceği düşüncesi ön plana alınmalı ve bir jinekoloğun önerileri doğrultusunda diş tedavisi yapılmalıdır.
29)Sağdığım sütü ne kadar saklayabilirim ?sütü dondurucudan çıkarınca ne kadar sürede kullanmalıyım ?Nasıl çözmeliyim ? Çözdüğüm sütü ne kadar sürede kullanmalıyım ?
Sütü bozulmadan saklamanız hangi saklama yöntemini kullandığınıza bağlı olarak değişiyor. Taze olarak sağılmış süt oda sıcaklığında en fazla 6 saat saklanabilir
Buzdolabında bu süre 5-8 güne çıkmaktadır.Taze sağılmış sütü, standard bir buzdolabının dondurucusunda ise 3-6 ay saklayabilirsiniz.
Önceden dondurulmuş süt çözüldükten sonra buzdolabında 24 saate kadar korunabilir fakat asla unutulmamalıdır ki çözülmüş anne sütü tekrar dondurulmamalıdır!
Donmuş anne sütünü çözdürmek veya sıcaklığını arttırmak için bir kaseyi sıcak veya ılık su ile doldurun ve içine donmuş anne sütü olan poşet/şişeyi oturtun. Anne sütü ılıtmak için sütü kesinlikle ateş üzerine koymayın ya da kaynatmayın. Kaynatma işlemi sütün içindeki besinlere zarar verecektir. Anne sütünü ısıtmak için mikrodalga fırın kullanmayın.

30)Doğumdan itibaren hangi aşılar hangi dönmede yapılmalıdır?
Hepatit B aşısı:Doğumda ,1.Ayın sonunda ve 6. Ayın sonunda olmak üzere toplam 3 dozda yapılır.
BCG(verem )aşısı: 2. Ayın sonunda tek doz halinde yapılır.
DBT(Difteri Boğmaca ve tetanoz ) aşısı,İPA(çocuk felci )aşısı ve HİB(influenza aşısı):2.,4. ve 6. Ayların sonunda olmak üzere toplam 3 dozda yapılır .Çocuğunuz 18 aylıkken ise bu aşıların tek doz hatırlatma dozları uygulanır .
DBT ve İPA aşılarının 3. hatırlatma dozu ise ilköğretim 1. Sınıfta uygulanır.
Tetanoz aşısının 3. Hatırlatma dozu ise ilköğretim 8. Sınıfta uygulanır.
KPA (pnömokok) aşısı:2. , 4. , ve 6. Ayların sonunda olmak üzere toplam 3 dozda yapılır. Çocuğunuz 12 aylıkken ise bu aşının tek doz hatırlatma dozu uygulanır
KKK(kızamık kızamıkçık kabakulak) aşısı: 12. Ayın sonunda tek doz olarak yapılır . Hatırlatma dozu ise çocuğunuz ilköğretim 1. Sınıfta iken uygulanır.
OPA(aktif çocuk felci) aşısı :6. Ve 18. Ayın sonunda çocuğunuza ağızdan uygulanır.
Hepatit-A aşısı: 18.ve 24. Ayın sonunda olmak üzere 2 doz halinde uygulanır .
Suçiçeği aşısı : Tek doz halinde 12 .ayın sonunda ugulanır.

31)Aşıların zararları varmıdır ?
Günümüz modern teknolojisi ile üretilen aşılarda yan etki olasılığı hiç yok denecek kadar azaltılmıştır. Aşı uygulandıktan sonra çok nadir olarak vücutta ve aşı yerinde bir takım yan etkiler oluşabilir. Bu yan etkiler çok nadir olmakla birlikte genellikle çok yüksek ateş, aşı yerinde ağrı ve kızarıklık şeklindedir ve hastalığın oluşması ile ortaya çıkabilecek ağır sonuçların yanında mukayese edilemeyecek derecede önemsiz kalmakta ve çok daha hafif olmaktadır.

32)Aşı ateş yaparmı?
Aşı takibinin çok iyi yapılması gerekir. Düşmeyen ateş, aşırı huzursuzluk, uykuya eğilim, genel durumda farklılaşma durumunda mutlaka uzman doktora başvurulması gerekir.

33)Hamile kalmadan önceki dönem dahil tüm süreçte yapılması gereken testler nedir? Doğar doğmaz neden topuk kanı alınır ?
Kadın sağlığı veya gebelik sonuçları üzerine olumsuz etkide bulunabilecek risk faktörlerini, gebelik öncesi saptamak ve bunların iyi bir şekilde yönetimi için gebelik öncesinde ve gebelik esnasında bazı testlerin yapılması gerekmektedir. Bu şekilde bebek ve anne için olası riskler en aza indirilmiş olur.
Gebe kalmadan önce yapılması gereken testler şunlardır;
Anne adayında kronik hastalıkların (hipertansiyon, diabet, epilepsi gibi) olup olmadığı araştırılmalı. Gerektiğinde anne adayının, hastalığıyla ilgili branş doktoruna danışılmalı

Daha önceden var olan jinekolojik hastalıklar (miyom, yumurtalık kisti, enfeksiyonlar gibi) araştırılmalı
Önceki gebeliklere ait durumlar (düşük, anomalili doğum, önceki gebeliklerde yaşanan normaldışı durumlar) sorgulanmalı
Beslenme alışkanlıkları, yaşam tarzı (sigara kullanımı, alkol ve diğer maddelerin kullanımı, çalışma hayatı, uyku ve dinlenme alışkanlıkları, egzersiz alışkanlıkları) sorgulanmalı.
Anne ve baba adayında yaşa veya kalıtıma bağlı risk faktörleri ortaya çıkarılmalı
Genetik bir hastalık için taşıyıcılık durumları varsa gebelikte gerekli testler yapılmalıdır. Beta-thalasemi, alfa-thalasemi, orak hücreli anemi ve kistik fibrozis tarama testleri yapılabilir
Daha önceden Down sendromlu ve muskuler distrofili çocuk öyküsü mevcutsa genetik danışmanlık için yönlendirilmelidir
Jinekolojik muayene ile risk teşkil edebilecek enfeksiyon, kitle (yumurtalık kisti, miyom gibi) gibi durumların ortaya çıkarılması
Genel muayene ile gebelikte risk teşkil edebilecek durumların ortaya çıkarılması (organlarda işlev bozuklukları, kilo özellikleri, genel bedensel özellikler)
Son bir yıl içinde alınmadıysa Pap smear alınması
Tam kan sayımı
Tam idrar tetkiki,
İdrar kültürü
Anne ve baba adayının kan grupları
Toksoplazma paraziti ve rubella (kızamıkçık) virüsü enfeksiyonlarının önceden geçirilip geçirilmediğinin araştırılması
VDRL (TPHA) incelemesi(frengi tarama testi-ülkemizde ender görüldüğünden rutin değildir).
Hepatit B , Hepatit C ve AIDS (HIV enfeksiyonu) açısından mutlaka tarama yapılmalıdır.
Risk grubundaki kadınlara gebelik öncesinde CMV yönünde tarama yapılmalı
Risk grubundaki kadınlara Sifiliz, gonore, klamidya taraması yapılmalıdır.
Bebek için risk taşıyan (teratojen)ilaçların İsotretinoin(A vitamini türevi ilaçlar ) Warfarin (Kan sulandırıcı ilaçlar ) Antiepileptikler (epilepsi önleyici ilaçlar) Kemoterapotikler (Kanser tedavisinde kullanlan ilaçlar) kullanılmaması gerektiği anlatılmalıdır.
Açlık kan şekeri ölçümü,
Folik asit seviyesi bakılmalı
Fenil alanin kan düzeyi ölçülmeli
Tansiyon ölçümü
Böbrek işlevlerini değerlendirmek için kanda BUN ve kreatinin seviyelerinin ölçümü
Tiroid bezinin işleyişinin değerlendirilmesi amacıyla TSH hormonu ölçümü
Jinekolojik ultrasonografi(Kadın genital organları gebelik açısından uygunluk bakımınan değerlendirlir. )

Gebelik döneminde yapılması gereken testler şunlardır;
Pelvik muayene (gebeliği olumsuz yönde etkileyebilecek muhtemel genital kitle, enfeksiyon, doğumsal genital anomalileri saptamak için yapılır)
Tansiyon ölçümü.( Tansiyon ölçümü her gebelik muayenesinde tekrarlanır.)
Kilo ölçümü
Karnın büyümesinin değerlendirilmesi(Karın çevresi ölçümü)
İdrarda veya kanda gebeliğe özgü bir hormon olan HCG’nin saptanması
Tam Kan sayımı
Tam idrar tahlili
İdrar kültürü
Ultrason ile muayene
İkili Test (Gebeliğin 11-14. Haftalarında ultrason ile ense kalınlığı ölçümü ile anne kanında PAPPA ve hCG ölçümü yapılır .Bu test, bebekte olabilecek genetik hastalıkların tanısında yardımcıdır.)
Üçlü Test (Anne adaylarına 16-18.gebelik haftalarında önerilen tarama testleridir.Bu testler ile annede hCG,AFP ve E3 bakılır. Bu test bebekte olabilecek genetik hastalıkların tanısında yardımcıdır.)
Dörtlü Test (anne adaylarına gebeliğin 16-21.haftalarında önerilen bir tarama testidir. Bu test ile anne kanında inhibin-A, hCG,AFP ve E3 bakılr Bu test bebekte olabilecek genetik hastalıkların tanısında yardımcıdır.)
PPG (Postprandial Glikoz) ve OGTT (Oral Glikoz Tolerans Testi): Gebelik, diabet (şeker hastalığı) oluşma riskini artıran bir durumdur. Bu yüzden anne adayları 24.-28. gebelik haftaları arasında şeker yükleme testine tabi tutulurlar. Bu amaçla anne adayının risk faktörlerine göre 50 gram (PPG) ya da 100 gram glikoz ile (OGTT) yükleme yapılır.
TSH (tiroid hormonu) ölçümü
Kan biyokimyası (Başta böbrek ve karaciğer fonksiyonlarına bakılır.)

Doopler Ultrasonografi(Gebeliğin 20-24.haftaları arasında yapılır)

34)Doğar doğmaz neden topuk kanı alınır ?
Yenidoğan tarama testlerinden olan topuk kanı alımı yenidoğanda zeka geriliğine yol açabilecek hipotroidi ve fenilketonüri adlı hastalıkların taranması amacıyla yapılmaktadır.

35)Sünnet ne zaman yapılmalıdır ? Anestezi uygulanırmı?
Sünnetin, her yaşta uygulanabilecek bir işlem olmakla birlikte oluşabilecek psikolojik travmaların ve enfeksiyon riskinin en aza indirilmesi için doğumdan sonraki ilk iki yıl içerisinde yapılması daha uygundur.
Özellikle 3-5 yaş arası cinsel kimlik kazanım dönemi olduğundan bu yaş grubunda lokal anestezi altında işlem yapılmamalıdır.
İlk üç ayda çocuklar hareketsiz olduğundan lokal anesteziyle yapılabilir.
Üç aydan sonra her yaş grubunda genel anestezi altında uygulanmalıdır

36)Bebek ilk ne zaman yıkanır ?Nelere dikkat edilmelidir?En kolay yıkama yöntemi nedir?
Doğumdan hemen sonra bebeğinizin üzerindeki sıvılar buharlaşarak, ısı kaybına yol açar. Bu nedenle, ilk banyonun doğumdan hemen sonra yapılmasını tavsiye edilmez. Bebek dış ortama tamamen uyum sağlayıp anne sütü ile beslenmeye başladıktan sonra yani doğumdan yaklaşık 12-24 saat sonra bebeğinize ilk banyosunu yaptırabilirsiniz.
Bebeğinize banyo yaptırıken şunlara dikkat etmelisiniz;
Bebeğinizi birkaç kat yumuşak havlunun ya da yumuşak bir minderin üzerine sırtüstü yatırın. İşlem kolay olsun diye tüm giysileri çıkarıp havlu ile sarın.
Yüzünü, ılık suya batırılmış bir pamukla, gözlerinin etrafından başlayarak temizleyin. Daha sonra da yumuşak bir pamuklu kumaş veya havluyu ıslatarak burun çevresini, yanaklarını, alınını, kulaklarını silin. Ardından havlu ile yüzünü kurulayın.
Saç temizliği için sırtüstü yatan bebeğinizin başını ensesinden destekleyerek hafifçe kaldırıp, biraz ılık su ile ıslatın. Bebeğin saçlarına şampuanla hafif masaj yaptıktan sonra ılık su ile temizleyin. Daha sonra yumuşak bir havluyla saçlarını kurulayın
Gövdesinin temizliği için ılık suya batırılıp bebek şampuanı ile köpürtülmüş bir sünger ya da havlu kullanın. Gövdenin tamamını sildikten sonra ılık su ile bolca ıslatıp kurulayın. Bacaklarını ve kollarını da aynı şekilde silin.
Genital bölgeyi ve popoyu önden arkaya doğru silip kurulayın.
Alt bezini bağlamadan önce pişik önleyici bir krem sürün.
En son aşamada, tüm vücudunu bir kez daha kurulayın ve kıyafetlerini giydirin.

37)Doktor bey, İştahsız bebekler için önerileriniz nelerdir? Bu konu her zaman annelerden gelen önemli bir sorudur çünkü. Neler söylemek istersiniz annelere?
Bebekler ilk 4 ay çok hızlı büyürler, 4. aydan sonra büyüme yavaşlar ve beslenme araları açılır, bu yavaşlama ‘iştahsızlık’ olarak algılanmamalıdır. Bebeğin persentiller içinde olması yeterli geliştiğinin en önemli kanıtıdır. İştahsız bebeğinizin beslenmesinde şunlara dikkat etmeniz gerekir: Bebekler yeni bir gıda denerken isteksiz olabilirler. Bunu iştahsızlık olarak algılamamalı, bu yeni gıdayı bebeğinize 3 gün arka arkaya denemeli, almıyorsa 2 hafta ara verip tekrar 3 gün arka arkaya denemelisiniz. 6-7 aydan sonra bebekler diş çıkarma dönemine girerler. Bu nedenle de iştahsız olabilirler, verdiğiniz besinleri reddedebilir, ağzında tutabilir geri itebilir ve yutmayabilirler. Diş çıkarma döneminde bebeği ağırlıklı olarak emzirmek veya anne sütü yetersizse bebek devam sütü alıyorsa biberonla beslemek ve kaşık yerine parmağımızla yedirmeye çalışmak yararlı olabilir. Öğün aralarında meyve suyu vermemelisiniz. Unutmayın ki; küçük mide kapasitesine sahip olan bebekler 100 ml. meyve suyu ile kendilerini tok hissedip yemek yememe eğiliminde olabilirler. Zorla yedirmeye çalışmak kesinlikle doğru değildir. Özellikle ek gıdalara yeni geçiş döneminde veya bebeğin diğer dönemlerinde görülen yemeyi reddetme durumlarında bebeğe zorla yedirmeye çalışmak, bebeğin aldığı miktarlarla yetinmeyip daha büyük porsiyonlar vermek iştahsızlığın daha da artmasına yol açar.Ayrıca eğer zorlarsanız psikolojik olarak bebeğinizin iştahsızlığı normalinden daha uzun sürebilir. Zorladığınız taktirde bebeğiniz kusabilir ve kusmayı alışkanlık haline getirebilir. Kararlı ve sabırlı olmalısınız. Bebek büyüdükçe sık beslemeye çalışmak ve ısrarcı olmak da iştahsızlığı arttırabilir.
Genellikle sabah çok kalorili verilen kahvaltılar bebeği çok tok tutmakta ve gün içindeki beslenme düzenini olumsuz etkilemektedir. Bebeğe şekerli yiyecekler, abur cubur ve fazla meyve suyu vermekte bebeğin iştahını kapatabilmektedir.
Demir eksikliğinin de iştahsızlığa neden olacağını unutmayın. O yüzden ek besin döneminin doyumluk değil tadımlık besinlerle tanışma olduğunu unutmayın.
38)İlk 6 ay anne sütünün yeterli olduğu nasıl anlaşılır?
Bebeğiniz günde 6-8 kez idrar yapıyorsa, ilk 6 ay boyunca ağırlığı en az 500g ya da haftada 150-200g artıyorsa annenin sütü yeterlidir. Bebeğin yeterince kilo almadığı düşünülüyorsa asla ve asla ilk 6 ayda katı gıda verilmemelidir. Hemen bir hekim desteği alınmalıdır. İlk 6 ayda anne sütü yetersizliği var ise en doğru alternatif bebek için uygun olan bebek sütleridir.
39)Bebeklerin mide kapasitesi nasıl gelişmektedir doktor bey?
Bebekler doğumda yaklaşık 30 cc (2 yemek kaşığı) mide ile dünyaya gelirler. Bebeğinizi emzirirken bunu unutmayın. 6. Ayda bu oran 180 cc’ye ulaşır yani 1 çay fincanı kadar olur. O yüzden 6. Aydan sonra da süt öğünü ve ek besin oranı çok çok önemlidir. Bebeklerin küçük mide kapasitesinin verimli kullanılması gerektiği unutulmamalıdır. 6-8 aylık bebeğin temel besin kaynağı hala anne sütüdür. Bunun yanında 2 kez 1’er çay bardağını geçmeyecek şekilde ek besin verilmelidir. Burada benim gözlemlerimde annelerde yapılan en büyük hata, ilk 6 ayda değerini ve kıymetini çok iyi bildikleri anne sütünü bir anda ek besinle değiştiriyorlar ve bebeğin süt öğününü önemsemiyorlar. Oysaki bebek hala bu dönemde anne sütü veya yetersiz ise devam sütünden alacağı fonksiyonel bileşenlerle sindirim sistemi, bağırsak flora gelişimine devam ediyor olacak. Lütfen ek gıdaya başlasanız bile günde 500 ml anne sütü veya devam sütü vermeyi unutmayın. Prebiyotik ve fermantasyon teknolojisi ile geliştirilmiş devam sütleri bu süreçteki sindirim sistemi ve bağırsak flora gelişimini desteklemeye devam eder.
40)Doktor Bey, bu kadar mamadan bahsetmişken, mamaların doğallığından konuşabilir miyiz biraz da. Mamalar Bu Kadar Uzun Süre Nasıl Dayanıyor?
Öncelikle söylemeliyiz ki bebek mamalarının hepsi bebeklerin artan besin ihtiyaçlarına göre hazırlanmıştır. Tamamıyla bazları doğadan gelen inek sütüdür. Ancak bu noktada amaç, inek sütünde bebeğin böbreklerini yoracak şekilde yüksek olan protein miktarı düşürülüp, bebek için eksik olan demir ve diğer fonksiyonel bileşenler eklenmektedir ve tüm bu işlemler el deymeden, ve her bölümü kontrolden geçerek yapılmaktadır. Bu sayede hiçbir bakteri vs giremiyor, sonuç olarak koruyucu katkı maddesi de eklenmiyor. Sonrasında aynı ev tarhanasında olduğu gibi kurutma işlemi gerçekleştiriliyor . Toz formda olan tüm ürünler bu şekilde kurutularak üretilmektedir. Bu sayede özel hijyenik ambalajlarında son kullanma tarihine kadar tazeliğini korumaktadır.
41)Peki son dönemde çok bahsi geçen yeni nesil fermente bebek maması ve faydaları için ne söyleyebilirsiniz?
Anne sütü şüphesiz bebekler için en değerli besin. 2 yaşına kadar da mümkünse devam edilmelidir. Anne sütü yetersizliğinde bebeğin süt öğününe çok dikkat etmeliyiz. Biz normalde de erişkinler olarak süt tüketen bir toplum değiliz. 6.aydan sonra da bebeklerin süt öğününü unutup direk bütün beslenme kaynaklarını ek besine kaydırabiliyoruz. Oysaki halen 500 ml süt vermeye devam edilmelidir. Burada da kullanılacak mamadaki fonksiyonel bileşenlere dikkat etmek önemlidir. Prebiyotikler şüphesiz anne sütünün ana bileşenlerindendir ve şu anda piyasada bulunan bazı bebek mamalarında mevcut. Bebeğe verilen mamada olmasını istediğimiz bir bileşendir. Fermantasyon teknolojisi ile üretilmiş yeni nesil bebek ürününü ben de inceledim. Yoğurtta bulanan dost bakterilerin yararını artık hemen hemen herkes biliyor. Anne sütünde de yararlı bakteriler bulunuyor. Bu üründe yoğurt yapımında kullanılan ve anne sütünde bulunan bu 2 tür dost bakteri normal mamaya eklenerek sayesinde fermente ediliyor. Bu sayede hem protein hem de sütün ana bileşeni olan laktoz kolay sindirilebilir hale geliyor. Bebekler için besinlerin sindirimi ve emilimi kolaylaşıyor. Sindirimi kolaylaşan bebek, herşeyden önce mutlu oluyor, dış dünyaya açılıyor, kolayca gelişiyor.
42)Peki doktor bey 12.aydan sonraki beslenme için önerileriniz nelerdir. Kısaca alabilir miyiz?
Bebek her istedikçe emzirilmeye devam edilmelidir. Günde en az 500 ml (2 bardak) ilk seçenek olarak anne sütü veya devam sütü verilmelidir. Bu dönemde bebek ailesiyle birlikte beslenmeye alıştırılır.
43)Yine çok sorulan ve sık karşılaşılan bir durum, ilk aylarda gaz ve sindirim sistemi şikayetleri.
Bebeklerin sindirim sistemi geç geliştiği için ilk aylarda gaz ve kabızlık gibi sindirim sorunları ile sıkça karşılaşabilirler. Gazlı bebekler için aşağıdaki öneriler işe yarayacaktır.
– Bebeği aşırı sıcak veya soğuk ortamlarda bulundurmamaya özen göstermek gerekir
– Bebek sadece anne sütü ile besleniyorsa anne, beslenmesine dikkat etmeli gaz yapacak gıdaları tüketmemelidir. Bakliyatlar, bulgur pilavı, çiğ soğan-sarımsak, kavun, portakal, mandalina gibi turunçgiller, karnabahar, pırasa, lahana, turp gibi sebzeler gaz yapabilir.
– Her beslenmeden sonra bebeğinizin gazını çıkartmalısınız.
– Bebeğin karnına ılık yağ ile masaj yapabilirsiniz.
– Eğer bebeğinize devam süt kullanıyorsanız doktorunuza danışarak gazlı bebeğinize özel olarak üretilmiş devam sütlerini tercih edebilirsiniz. Fermente olan konfor mamaları yine burda bebeği rahatlatmada etkin olabilir.
– Bebek sadece mama ile besleniyorsa, biberonla beslenmesi sırasında hava yutuyor olabilir, biberon akış hızı çok yavaş veya çok hızlı olabilir.
– Çok ağladığı zaman dilimlerinde fön makinasını ya da elektrik süpürgesinin sesini uzak bir yerden 5 dk kadar dinleterek rahatlamasını sağlayabilirsiniz.
44)İshal olan bebeğin beslenmesinde nelere dikkat etmek gerekmektedir?
Bebeğinizin dışkısının sulu olması durumunda yapılacak ilk yapılacak şey, bol bol sıvı tüketmesini sağlamaktır. Bu ishali durdurmak için değil, kaybolan suyu yerine koymak içindir. İshal döneminde bebeğinizi az az ve sık besleyin. Anne sütü veriyorsanız, bebeğinizi emzirmeye devam edin. Anne sütü yetersiz ise, doktor kontrolünde ishal için uygun LF mamalarından kullanabilirsiniz.
45)Beyin gelişiminde en kritik dönem ne zamandır?
Çocukların beyin gelişiminin %80’i 3 yaşına kadar tamamlanır. Çocuğunuzun sağlıklı gelişimi için 1 yaş sonrası beslenmesi de önemlidir. En az 1 yaşına kadar inek sütü kullanılmamalıdır.
46)Aile Sofrasına Geçişi Kolaylaştırmak İçin Ne Yapmalıyız ? önerileriniz nelerdir.
Bebeğinize sebze ve meyve verdiğinizde kesinlikle robot veya blendırdan geçirmemelisiniz. Çatalla ezerek püre haline getirmek en doğru yöntemdir.
Bazı bebekler pütürlü besinlere geç alışabilir. 8. ay itibariyle bebek pütürlü gıdaları yedirmeyi deneyebilirsiniz ancak bu dönem 2 yaşına kadar uzayabilir, bu konuda çok fazla endişelenmemeye özen gösterin. Öncelikle yoğun kıvamlı besinleri deneyip daha sonra pütürlü besinleri deneyebilirsiniz.
47)Doktor bey, çok kısa bir özet istesek sizden, ilk 1 yıldaki beslenme önerileriniz için en önemle dikkat edilmesi gereken noktaları, nasıl bir özet olur bu.
İlk 6 ay sadece anne sütü verilmelidir.
Katı gıdalarla birlikte ilk 2 yıl anne sütüne devam edilmelidir.
Anne sütü yetmediği durumlarda 6.aydan sonra bebeğe 500 ml devam sütü verilmelidir.
Katı gıdalar; 6-8 aylık bebekte 2 öğün, 9-11 aylık bebekte 3 öğün olmalıdır, 12−24 aylık bebekte 1-2 ara öğün daha eklenebilir.
Tamamlayıcı beslenmeye tek çeşit ile başlanmalı, her yeni gıda en az 2-3 gün aralıklarla eklenmelidir.
Katı gıdalara şeker ve tuz ilave edilmemelidir.
Yağ ve kolesterol kısıtlaması yapılmasına gerek yoktur.

48)Peki hocam bu tavsiyelere uyulmadığı takdirde, kötü bir erken dönem beslenmesi ile nasıl riskler bizi bekler?
  • Enfeksiyonlar, alerjik ve metabolik hastalıkların riskinde artış
    • Demir eksikliği anemisi
    • Boy kısalığı
    • Mental performans düşüklüğü
    • Obezite

YORUMLAR VE SORULARINIZ