Uzunca bir zamandır yazmayı düşünüp yazamadığım yazının giriş kısmındayım.. Ne yazsam diye düşünürken aklıma geldi anlatacak on yüz milyon şey var.  Nerden başlasam ki . Bugün itibariyle Ali doğalı 18 ay 5 gün oldu ; tamı tamına 553 gün devirdik bugün. Dünle bugün arasında keskin virajlar oluyor hayatta. 553 gün önce hissettiklerim çöpte. Tamı tamına hatırlamıyorum bile ne yaşadık , ne yaptık. Yok yok kesinlikle hatırlamak istemediğimden değil aslen.

İnsanoğlu çok değişik bir tür. Unutuyoruz.

Birşey hatırlıyorum çok net; doktorum gelmişti doğumdan sonra kendime geldiğimde ; Melis hanım bir sonraki doğumunuz için daha dikkatli davranmalı, iyice araştırmalıyız ona göre tedavisini ayarlarız  demişti. Siz bana verin Ali yi bi daha istemem demiştim.

Çok net hatırlıyorum o sözleri söylerken ne haldeyim ; üzerimdeki gecelik ; saçım başım- film  seti olsa tarif ederim an an.. Güldü bana o gün Kılıç Bey; kendisi nadir güler… Unutursunuz dedi ; unutup yine istersiniz dedi. Hayat böyle birşey işte. O günlerde canımızla boğuşuyorduk. Ali hastaneden çıkacak mı ; şartlar nasıl olacak. Bu el kadar miniğe nasıl bakacağız. Ben oğlum doğar doğmaz ona bakamadım.. Kucağıma almam söz konusu değildi , koklamak na-mümkün.  Hamileliğimin 30. Haftası , 4. Günüydü doğmak istediği gün . Doğdu. Hatırlamıyorum bile doğumhaneye gidişimi. Direk kuveze girdi. Önce ilk 24 saat önemli dedi Ece Hanım ; 24 geçti bu sefer 72 dedi . O da geçti .. Ben Aliyi görmeye ancak  3. gün gidebildim  ; kocam yanımda olup elimi tutmasa nasıl giderdim ondan da emin değildim.. Gittim gördüm aşık oldum. Tarif edilemeyecek bir gündü.  Aynı anda hem aşırı mutlu olup hem de korkudan altına işeyebilecek olmak.  Hepi topu 45 gün kaldık hastanede ; ama bana 6 ay gibi gelmişti. Bu 45 gün boyunca her türlü duyguyu en aşırı dozda yaşadık. Hayatımızı en normal şekilde devam ettirmeye uğraşarak . Ben size doğum ne şahane bir şey , harika bir olay hamilelik diyebilecek kadınlardan değilim. Benim hamileliğimin sanırım doğuma kadar olan kısmı gayet iyi , normal seyretti ama 25 nisan günü hastaneye yüksek tansiyona bağlı gebelik zehirlenmesinden dolayı yattığımda yaşadığım korku tarif edilebilecek cinsten değil . Erken doğum yapan anneler bilirler.

Ama sonrası  ; eve geldikten sonraki kısım muazzamdı. İşte o günlerde başladı herşey,  yeni doğurmuş gibiydim . Ali 30 gram aldığında ; sevinçten çığlıklar atasım geliyordu.  Çok absürd biliyorum ama dünyaya sadece 915 gram olarak gelen bir küçük adamın 30 ar gram alarak büyüme yoluna girmesi acaip bir şey. Herşey anlamsızlaşıyor birden. Misal etrafında olan herşey ıvır zıvır. Hayatta Ali dışında olan herşey anlamsız. Banane demeyi öğreniyorsun bi kere. BA-NA-NE ! Canını dişine takarak dünyaya getirdiğin , sen doğurduktan sonra , doktorlara emanet ettiğin bir minik hayat var elinde. Hayatta yaptığımız hiç bir seçim bizim değil aslında ;  öyle zannediyoruz ama değil.  Önümüzde yollar var ; ama bence hangisini seçersek seçelim aynı kapıya çıkıyoruz sonunda. Evet bu bağlamda kadere inanıyorum . Herkesin neye inanmak istiyorsa; ona inanması gerektiğine de..

Premature bebekler genelde 2 yaşa kadar arayı kapatırmış ; bir premature bebeğin doğumuyla özellikle kuvezde kaldıysa ; normal doğan bir bebeğin arasında büyük farklar mevcut ama eve gelişlerinden sonra bana göre herşey aynı. .

İlk gülümsemesi ; birşeyleri ilk kez tutması , ilk adımları, ilk anne demesi ( bizimki baba dedi ) ; her bir an paha biçilmez derecede değerli.  Annelik insana tarif edilemez türden bir olgunluk ve kabullenme duygusu getiriyor. Evet hayatında bir daha asla hiçbirşey eskisi gibi olmayacak demişti bir arkadaşım  hamile olan başka bir arkadaşımın eşine ; o da ufacık futbol topu kadar şey neyi değiştirebilir allah aşkına diye cevap vermişti  .. Ben size söyleyeyim; herşey değişiyor ve değişenler listesinin en başında; hayata bakışınız..

Velhasıl anne olmak güzel ya;  Ece Hanım , evet unuttum ; ve evet  Alikoya bir kardeş fena olmaz ..

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir