Hayata Tutunan Prematüre Bebekler

Dünyada olduğu gibi ülkemizde de 17.Kasım tarihi ‘’Dünya Prematüre Günü ‘’  olarak anılmaktadır.

Bu özel gün mor renk ile simgelenen aceleci bebeklerin verdiği mücadele hakkında farkındalık kazandırmayı amaçlamaktadır.

Düşünün annelik adaylığınız süresince almış olduğunuz hamilelik kıyafetleri üzerinde etiketleri ile dolabınızda giyeceğiniz günü beklerken, henüz bebek odası, mobilyaları veya puseti dahi seçilmemişken, hiç beklenmedik bir hastanenin yenidoğan yoğun bakım ünitesindeki bir kuvözün önünde minnacık bebeğiniz için dua ederken buluyorsunuz kendinizi.

Hayalini kurduğu doğum sonrası kurdelalar ile süslü, mutlu kavuşma sahnesi bir kenara, bebeğininin tenine dahi dokunamamak  büyük bir düş kırklığı ve hatta travma yaratır anne üzerinde.

Benim gibi prematüre bebek sahibi annelerin verdiği mücadeleyi kutlamak ve bu zor yolculuğun başında olanlara güç vermek, ‘’ yanınızdayız’’  diyebilmek için 17.Kasım tarihi çok değerli bir gün.

‘’Prematüre bebekler, annelerinin karnında değil annelerinin kalbinde büyürler.’’

 

dsc01939

Prematüre bebek sahibi ailelere verdiğim eğitimlerde, annelerin en çok zorlandıkları konuların başında  ’’ Korku duygusu  ‘’  ve  ‘’ Bebeğin bakımı’’  gelmektedir.

Elbette prematüre bebeklerde yaşanan tıbbi belirsizlikler ebeveynlerin ‘’Iyi ’’ ve ‘’ Güçlü’’ duygular içinde olmasını zorlaştırmaktadır.

Tüm araştırmalar bebek kuvözde dahi bulunsa annesini hissettiği ve duygularını aynaladığını kanıtlamaktadır. Bu nedenle yurt dışında pek çok hastanede aile – bebek dostu yaklaşımlar uygulanmakta,  yenidoğan yoğun bakım sürecine anne ve babalar dahil edilmektedir.

Öyle ki Prematüre bebek sahibi anne ve baba gerekli eğitimi aldıktan sonra, yoğun bakımdaki tıbbi işlemler dışındaki tüm bakımlarını üstlenmektedir.

Prematüre bebeklerin hayata tutunmak için en çok ‘’ Güven ‘’ ve ‘’ Sevgi’’ duygusuna ihtiyaçları vardır. Eşisiz bir terapi olan Kanguru bakım yani ten teması alan bebeklerin dönüşüm hikayelerine tanıklık etmek benim için büyüleyici bir süreç.

 

img_0508

Erken doğum nedeniyle ortalama 60 – 70 gün annesinden uzak kalan bebek , bir kez anne kokusunu aldığında hayata dört elle sarılmak için gerekli bağı kurmaktadır.

‘’Her mucizenin ardına sevgi vardır ‘’ sözü aceleci oğlumun bana yaşattığı annelik dönüşün hikayemi anlattığım ‘’670 gram ile Hayata Tutunmak ‘’ adlı kitabımın ön kapağında yer almaktadır.

Anne sevgisinin yarattığı mucizeye her gün tanıklık edebildiğim için çok şükür , bin şükür.

Her zaman destek verdiğim ailelere söylediğim gibi ‘’ Siz iyi olursanız, bebeğiniz de iyi olur ‘’ .

Sabırlı ve umutlu olun. Yüreğinizden bebeğinizin iyi olacağına dair inancı asla eksiltmeyin.

Unutmayın, emek varılan mutluluğun kıymetini ve değerini kat be kat artırır.Emek ve sabrın sonunda hep güzel günler vardır.

Her karanlık gecenin , aydınlık bir sabahı vardır. Işık saçabilmek için önce yanmak gerek demiş Mevlana.

Sevgilerimle.