Damla ben:)
Kendimi bildim bileli hayatı sorgulayan, biraz fazla düşünen, dünyada ama dünyanın ötesini araştıran, yarı akıllı yarı deli biriyim. Ufak yaşlarda herşeyi sorgulayarak başladı içsel yolculuğum. Bu sorgulama arkadaşlarım tarafından "allahım bu dünyaya ben niye geldiiiiim" şarkısıyla birlikte tiye alınsa da, çogu zaman akıl danışılan ya da iç dökmek için aranılan ilk adres oldum hep!
Güzin ablalığım daha ilkokulda başlamış olacak ki hala o zamandan arkadaslarimin bana yazdıkları mektuplar saklı durur. Bir insanın ilkokulda ne problemi olur demeyin, kardeşler ve sıra arkadaşları kız çocukları için yeterli bir sebepmiş, yıllar sonra o mektupları okuduğumda anladım.
Resim yapmayi cok sevdiğim ve her Türk kızı gibi oyuncak bebeklere kıyafetleri kendim diktiğim icin "moda tasarım" okumak gibi bir gaflette bulundum. Lise ve üniversite yıllarım tekstilin en ince detaylarına kadar bilgilerle dolu geçti.
Marmara Üniversitesinden mezun olduktan sonra 7 yıllık bir iş hayatım oldu.
Bu zaman içerisinde devam eden sorgulamalarım beni daha derin araştırmalara itti. Kendimi kadim tarih ve ezotorik bilgilerle iç içe bulduğum bir dönem korktum kendimden! Deli gömleğini bağlayip götürecekler en sonunda dedim. Dünyada yaşayıp dünyalı olmamak nasıl bir şey bilir misiniz? Neyse ki yoldan çok çıkmadan dengeyi kurabildim edindiğim onca bilgiyle. Ve tabiiki deneyimleyerek.. Aşk hayatımdan iş hayatına kadar.. Karanlığın içinden geçe geçe aydınlığa ulaştım. Ve en sonunda "moda dünyası" denilen külliyen yalan bir hikayeye ait olmadığıma, rezonansımın uymadığına karar verdim.
Hayatımın bütün dönüm noktalarının denk geldiği Eylül ayında başladığım iş hayatına, yıllar sonra yine bir Eylül ayında tam da doğum günümde istifamı vererek son verdim. Aynı günün akşamında ise hayatımın en değerli adamından evlilik teklifi aldım. Benim için belki de tam bir kırılma noktasıydı.. Tam bir yıl sonra yine eylul ayında evlendik, dedim ya Eylül benim ayım! Şimdi dünyalar tatlısı bir oğlum var. Onunla birlikte spirituel kadın kişiliğim "spirituel anne" ye dönüştü.
Spirituelliğin ne yazık ki bir okulu yada bir meslek ünvanı yok. Tamamen ruhani olan bu yolda, ruhumun sesini dinledim ve bu sesi sizlerle paylaşmak istedim. Çünkü inanıyorum ki, farkındalığı yüksek bir nesil yetiştirmek istiyorsak anneler olarak, önce kendi içimizde bir yolculuğa çıkmamız gerek. Biz kendimizle barıştığımızda insanlığa daha çok barış armağan edeceğiz. Biz mutlu olduğumuzda çocuklarımızda mutlu yetişecekler.
Herşey daha aydınlık bir dünya için.
Keyifli okumalar...
Damla Kırali
www.sprituelanne.com